Bir an Alman olduğunuzu düşünün.
Şöyle bir coğrafya tasavvur edin.
Güney komşunuz Fransa'yı bir diktatör yönetiyor.
İlişkiniz kesilmiş.
Fransa'da iç savaş var.
Oradan çıkan radikal bir terör örgütü İtalya'ya kadar ilerlemiş.
İtalya'da stratejik bölgeleri ele geçirmiş.
Almanya'nın Milano konsolosluğundaki görevlilerini rehin almış.
Avusturya deseniz kaynıyor.
İtalya fiilen üçe bölünmüş.
Doğu komşunuz Polonya ile diplomatik ilişkiniz yok.
Polonya tarihte Almanların kendilerine soykırım yaptığını iddia ediyor...
Çek Cumhuriyeti ile aranızda büyük bir güvensizlik var.
Çekler Almanya'ya sattıkları doğal kaynakların fiyatını düşürmüyorlar.
Kuzeydeki Danimarka deseniz iyice sorunlu.
İsveç Danimarka'nın kuzeyini işgal etmiş.
İsveç aynı zamanda Fransa'daki diktatörle iyi ilişkiler kurmuş.
Çek Cumhuriyeti ile beraber hareket ediyor.
Almanya'nın Güney sınırında her an üç bağımsız devlet kurulabilir.
Batı'da da durum farksız...
Belçika yıllarca kendi içerisindeki Almanlarla sorun yaşadı.
Onları asimile etti isimlerini değiştirdi.
On binlerce Alman ana vatana göç etmek zorunda bırakıldı.
Hollanda ile de Kuzey Denizi'ndeki bir ada yüzünden sorun var.
Adanın kuzeyinde Almanlar yaşıyor.
Bir tek Almanya tanıyor o bölgeyi.
Bugünlerde yine çözüm adımları atılmaya çalışılıyor...
Biraz uçuk oldu biliyorum.
Ama gözünüzün önüne böyle bir tablo getirin ve düşünün.
Türk dış politikasının şüphesiz eleştiriye açık tarafları var.
Ama eleştiriler yapılırken...
Biraz da olayın bu yönüne bakılmalı.
Coğrafi olarak ne kadar talihsiz olduğumuza...