PRANDELLİ...

A -
A +
18 yaşında yeni yetme bir futbolcuydu. Her genç gibi aşık oldu... 15 yaşındaki Manuela'ya...  Bir süre sonra evlendiler. İki de çocukları dünyaya geldi.Prandelli'nin kariyeri de müthiş ilerliyordu bir yandan.
Parma, Juventus ve Atalanta'da oynadı.
Futbolu bıraktı, genç bir teknik direktör olarak fırtınalar estirdi.
Ve çocukluk hayali gerçek oldu. Prandelli 2005 yılında artık Roma Teknik Direktörü'ydü.
Ama gelin görün ki, çok sevdiği eşi o yıl kansere yakalandı.
Prandelli kariyerinin zirvesinde müthiş bir karar aldı. Teknik direktörlüğü ve Roma'yı bir çırpıda bıraktı. Tek amacı vardı artık; eşinin zor zamanında elini tutabilmek.
Onun yanıbaşında oldu iki yıl.
Bir saniye ayrılmadı.
26 Kasım 2007'ye kadar... 
Manuela hayata gözlerini yumarken, Cesare de en zor anını yaşıyordu.
***
Prandelli bir efsane.
Sadece insan olarak değil.
Spor adamı olarak da...
En büyük aşkını kaybettikten sonra teknik direktörlüğe geri döndü.
İki yıllık aranın ardından bu kez kader onu İtalyan Milli Takımı'nın başına getirdi.
2012 Avrupa Şampiyonası'nda final oynattı takımını. Üstün insani nitelikleriyle, Balotelli ve Motta gibi sorunlu oyuncuları kazandı.
Her zafer konuşmasının ardından gözleri doluyordu.
Keşke Manuela da bugünleri görseydi.
***
Aslında Prandelli müthiş bir insanlık dersi. Yaşadığı hayatın büyüsüne kapılarak, uğruna öleceği insana sırtını dönenler; günün birinde büyük pişmanlık ve vicdan azabı duyacaklar.
İnsanlara güçlü zamanlarında biat edip; zor zamanlarında bir çırpıda yeni limanlar arayanlar... Günün birinde daha kötü duruma düşecek...
Ama bu sefer; ilahi lanet de onların peşini bırakmayacak. Prandelli gibi Roma'yı bile yakanlarsa... Efsane ve ulaşılamaz olacaklar...
Her zaman...
Her dönemde...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.