Beni seven (m)arkamdan gelsin!

A -
A +

* Sedat Durak, Servet Teymur, Recep Berber, Muratcan Ertay - (Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi Haber Ajansı) Marka takıntısı almış başını gidiyor! Gençler giyim anlayışını dünyaca ünlü markalara teslim etmiş durumda. "Aidiyet" ve "statünün" birer göstergesi olarak kabul edilen markalar, zamanla 'biz ve ötekiler' ayrımına yol açıyor. Giyim kuşamla başlayıp, kullanılan otomobil modeline, gidilen kafelerin ismine, kafede içilen kahvenin nereden geldiğine, dinlenilen müziğe, gezilen caddeye kadar uzanan birçok unsurda marka tutkusu karşımıza çıkıyor. MARKADA BİRLEŞTİLER Alışveriş yaparken bir objeyi değil onun bize hissettirdiği duyguları satın alıyoruz. Ve marka ürünleri satın almak özellikle gençler arasında bir aidiyet duygusu oluşturuyor. 'Bizim neyimiz eksik' diye düşünen bazı gençler çeşitli grupların arasına "katılmak için marka giyinmeye başlıyor. Zira gençler birbirlerini tanımlarken, markaları göz önünde bulunduruyor. Dünya görüşü, gittiği okul, başarı durumu ne olursa olsun aynı markadan giyinenler, ortak yaşama alanlarında bir araya geliyor. Bu gruplarda sohbet ve tartışmalar, çoğunlukla markalar, yeni trendler ve son çıkan ürünler üzerine dönüyor. CİKS MİSİN TİKİ Mİ? Marka üzerine şekillenen gençlik dünyası, kendine göre çok ilginç kavramlar da geliştiriyor. Hayat tarzını marka üzerine kuranlar için 'ciks' veya 'tiki' kelimeleri uygun görülürken, taklit ürünleri kullananlara ise 'çakma' deniyor. Genelde tikiler çakmaları gösteriş meraklısı olmakla suçlarken çakmalar ise tikilerin arasındaki ilişkilerin menfaat düzlemi doğrultusunda şekillendiğini belirtiyor. Aynı markaları kullanan gençlerin aslında tek amaçları "farklılaşmak". Aynılaşmayı ve tek tip olmayı kabul etmeyen gençlerin bir kısmı radikalleşmek düşüncesiyle, farkında olmadan 'tek tip' hayat tarzına esir düşüyor. PROF. DR. BÜLENT COŞKUN: BAZI NESNELERE AŞIRI ANLAM YÜKLÜYORLAR Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Toplum ve Ruh Sağlığı Birimi Müdürü Prof. Dr. Bülent Coşkun, belirli dönemlerde gençlerin bir arayış içinde bulunmalarının onların en tipik özellikleri olduğunu belirterek şunları söyledi: "Marka tutkusu, marka özentisi veya markadan nefret de arayış sürecinde düşünülebilir. Gençler bazı nesnelere aşırı anlam yüklüyor. Moda çabası içinde olanların durmadan farklılıklar peşinde koşması da bundan kaynaklanıyor. Genç olarak neyi ne için yaptığınızı bilin. Nelerin etkisinde kalmış olabileceğini sorgulamanız sizlere bir şeylere bağımlı olmama özgürlüğünü kazandırabilir." ÖĞRENCİLER NE DİYOR? SON PARA MARKAYA VERİLİYOR! > Dinçer Akbir (Gazetecilik öğrencisi): "Bazı markalar artık toplum içerisinde statü göstergesi haline gelmiş durumda. Öyle ki, bazı kişiler insanların kendisi ile giydiği kıyafetin, bindiği arabanın, yemek yediği restoranın, ismine, markasına göre arkadaşlık yaptığını düşünüyor. Hatta sırf bu sebepten dolayı, karnı aç bile olsa cebindeki son parayla yiyecek yerine giyecek alan arkadaşlarım var" diye konuştu. > Hakkı Kalafatoğlu (Elektrik Öğretmenliği öğrencisi): "Alabilen için marka iyi bir şeydir. Alamayan için ise kötü. Bu durum gençler arasında ikilik oluşturabilir. Varoştan gelen insanların marka giyen insanlara özentisi söz konusu olabilir. Bu da taklitçiliğe yol açıyor." BİZİ BAŞKASI YAPIYOR > İlayda Kesler (Görsel İletişim Tasarımı öğrencisi): "Marka giyen insanlar diğerlerine üstünlük sağlanmış gibi görünüyor. Pazarda bile insanlar marka ürünlerin taklitlerini ya da logolu ürünlerini almaya çalışıyor. Böylece sosyal eşitsizlik ortaya çıkıyor." > Mehmet Gürhan Uysal (Gazetecilik Öğrencisi "Marka merakı genellikle lise yıllarında ortaya çıkan bir hastalık gibidir. Gençler çoğu zaman marka tercihlerini kaliteyle bağdaştırmaya çalışıyor" > Belgizar Abiri (Gazetecilik Öğrencisi): "Marka tutkusu sizi fark ettirmeden başka birisi yapıyor. Başta hazla, özentiyle başlayan alış veriş çılgınlığı başta gençler olmak üzere tüm toplumu birer kukla haline getiriyor." **** SINIFLARA ŞENLİK MİSAFİRLER Türkiye'de üniversite sayısı devlet ve vakıflarla birlikte 200'ü geçti. Özellikle vakıf üniversitelerin devreye girip dünya üniversiteleriyle iş birliği yapması, öğrencilerimize yurt dışında eğitim imkânlarını açarken, ülkemizi ziyaret eden yabancı öğrenci akışını da hızlandırdı. Ülkemizin yeni açılan okullarından Nişantaşı Meslek Yüksek Okulu, "Sınıf Arkadaşın Dünyanın Neresinden Gelsin" isimli bir proje başlattı. Proje çerçevesinde İtalya'dan Çin'e kadar birçok ülkeden 30 öğrenci İstanbul'a geldi. Etkinlik, her üç ayda öğrenci değişimiyle yenileniyor. Misafir öğrenciler, kendi ülkelerindeki kültür ve eğitim sistemlerindeki farklılıkları, sınıf ortamında Türk öğrencilerle paylaşıyor. Türk arkadaşlarının evlerinde konaklayan öğrenciler, kültürümüzü de yakından tanıyor. ÖZGÜVENLERİNİ ARTIRIYOR Moda Tasarımı öğrencisi Sohbet Çoban, iki Bosna Hersekliyi evinde ağırlamış. Çoban şunları söylüyor: "Bizimle bir hafta kaldılar. Bol bol gezdik. Mümkün olduğunca Türk yemeklerini tatmaya çalıştım. Kuru fasulye pilav, karnıyarık ve mantı gibi yemekler yaptık. Açıkçası onların sayesinde İstanbul'u öğrendim. Özgüvenim arttı." Aynı bölümde okuyan Işıl Gürman bir arkadaşının nasıl değiştiğini anlatıyor: "Arkadaşımın dersleri çok kötüydü. Yabancı dil konuşamıyordu. Cesareti yoktu. Notları da düşüktü. Sonra Japonya'dan Melodi diye bir arkadaş geldi. Ülkemizde iki hafta kaldı. Onunla birlikte gezdiler, eğlendiler, konuştular. Ondan sonra notları yükseldi. Derste çok aktif. Gidip turistlerle muhabbet ediyor." Her hafta bir üniversiteyi ağırlıyoruz 'Nişantaşı'ndan gazetemize ziyaret Nişantaşı Meslek Yüksek Okulu öğrencileri, gazetemizi ziyaret etti. Sağlık, Kültür ve Spor Birim Müdürü Ahmet Süngeriçlioğlu, Kurumsal İletişim Koordinatörü Ergül Özkorkmaz, İdari ve Teknik Destek Hizmetler Birim Müdür Yrd. Hüseyin Bilgin ile öğrenciler Işıl Gürman, Yeliz Dal, Sohbet Çoban, Merve Yıldız, Eda Çakmak, Sinem Çolak, Sevde Koyun, Gökhan Kartbak, Aysun Karataş, Duygun Kanber, Siğnem Özçalışkan ve Gökay Halibis haber merkezimizi gezdi. Gazetenin nasıl hazırlandığını haberin mutfağında gören öğrenciler, Ekonomi Editörümüz Canan Eraslan'dan halkla ilişkiler konusunda bilgi aldı. Genç Türkiye'yi çok beğendiklerini ifade eden arkadaşlarımız daha sonra İHA'yı ziyaret etti.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.