Anayasa ve başkanlık sistemi tartışması

A -
A +

Geçtiğimiz hafta Göktürk-2 uydusu fırlatıldı. Törene katılan Başbakan ODTÜ'lü öğrencilerin bir kısmı tarafından protesto edildi. Hiç hoş olmayan görüntüler ekran ve manşetleri doldurdu. Öğrenci hareketlerinin başka Üniversitelere yayılma istidadı göstermesi; konuyu istismar etmek isteyen ve huzursuzluk beklentisi içerisinde olanların heveslerini kabartacak. Buna fırsat verecek sertliklerden kaçınmak lazım. Ben 70'li yıllarda bu olayları yaşamış biriyim. Bu filmi tekrar seyretmek istemem. Memleketimizin kavgaya değil sevgiye ve huzura ihtiyacı var. On yıldır devam eden güzel işlerin devamının bu huzur ortamına bağlı olduğunu herkesin iyi bilmesi lazım. Geçen haftanın ikinci önemli tartışma konusu Başbakan'ın makamında dinlendiğini açıklaması oldu. Dinleyen kulak, iç kulak mı? dış kulak mı? bunun mutlaka açığa çıkarılması lazım. Bölgenin önemli bir gücü haline gelen Türkiye bu kulağı bulamazsa gücü tartışmalı hale gelir. -Anayasa çalışması: Bu gün esas itibariyle dikkat çekmek istediğim husus; Yeni Anayasa'nın yapılıp yapılmayacağı. Yaşadığımız iktisadi, idari ve sosyal problemlerin büyük bir kısmını çözecek bu yeni Anayasa'nın akim kalmaması gerekiyor. Yapılması lazım. 3 Kasım 2011 Perşembe günü TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Dolmabahçe Sarayında Anayasayı hazırlayacak her partiden üyelerin katılımıyla teşekkül eden komisyon üyeleri ve MEDYA üst yöneticileriyle bir toplantı yaptı. Bu toplantı da komisyonun çalışma programını ve metotlarını dinledik. TBMM Başkanıyla 1983-1991 arası, 8 yıl, Özal döneminde birlikte çalıştım. Tecrübesi, birikimi, gayreti, konulara hâkimiyeti, en önemlisi devlet mekanizmasını ve hassasiyetlerini iyi tanıması nedeniyle Yeni Anayasayı her zorluğu aşarak, ekibiyle birlikte, milletimizi sivil bir Anayasaya kavuşturacaklarına inancım tamdı. Halen de bu inancımı koruyorum. -Başkanlık Sistemi tartışması: Medya mensuplarıyla yapılan toplantıda Başkan ve üyelere bir soru yönelttim. Ülkemizin gündemine zaman zaman başkanlık sistemi tartışması geliyor. Şimdilik bu konu gündemde (3 Kasım 2011 tarihte) değil. Bir biçimde gündeme gelirse; siz Anayasayı, hangi sisteme göre yapacaksınız? Yani Parlamenter sisteme göre mi? yoksa başkanlık sistemine göre mi hazırlayacaksınız? Her sistemin alt kurumları biri birinden oldukça farklı. Başkanın, uzun cevabı; derlenen toplantı raporunda mevcut. Özet olarak Çiçek, işin en zoru bu konu dedi. Nitekim geçtiğimiz aylarda işin en zoru olan Başkanlık sistemi, Başbakan tarafından gündeme getirildi ve sürdürülüyor. -Muhalefet her şeye karşı olduğu gibi Başkanlık sisteminin yarım'ına da tamı'na da karşı. -Cumhurbaşkanı Gül ve bazı kesimlerin de Başkanlık sistemine mesafeli durdukları meçhul değil. Seçimler de yaklaşıyor. Seçimlere yakın keskin taraflar oluşacak. Yani, süreç zora giriyor. Demem o ki. Her şeyi birbiri üstüne getirip zora sokmaktansa; önce Anayasayı bitirip sonra meseleleri tek tek ve konsensüsle çözsek, neticeye daha kolay ulaşılmaz mı? derim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.