Bu sefer olacak galiba
23 Mart 2013 01:00
Otuz yıldır süren PKK terörü pek çok can ve mal kaybına sebep oldu. Milyarlarca dolarımız, insanımızın iş, aş, eğitim ve sağlık gibi hayat standartlarının yükseltilmesi, ülkemizin imar ve inşasında kullanılması gerekirken terör nedeniyle heba olup gitti... Bugüne kadar bu meselenin çözümüne hep "güvenlik odaklı" bakıldı. Elbette insanımız teröre teslim edilemezdi. Can ve mal güvenliği sağlanması gerekiyordu... Diğer yandan alternatif çözümler düşünmek, üretmek ve tartışmak "tabu" idi. Konuşulmaz ve yazılmazdı!.. Bugün ise herkes her şeyi yazıyor, çiziyor, konuşuyor... İmralı'da müebbet hapis yatan terör mahkûmu da Nevruz günü Diyarbakır meydanında konuştu...
Yıllar önce merhum Turgut Özal "Federasyonu tartışalım" dediği zaman o günün politik liderleri, kadroları ve devlet kurumları gök kubbeyi Özal'ın başına yıkmışlardı!.. O zaman HEP olan PKK'nın siyasi uzantısı parti bile Özal'ın bu teklifine karşı çıkmıştı. HEP'in İzmir il başkanı bana; "Özal'ı iyi ki anlamadılar. Ben İzmir Kordon'daki 250 metrekarelik daireyi ve Mercedes'i bırakacağım, 'federasyon' hatırına kuş uçmaz kervan geçmez dağlara gideceğim öyle mi? Gitmem! Ankara'nın batısında olanlar gitmeyecek. Doğuda olanlar ve PKK 'federasyonu konuşacağız' diyecek. Biz Kürtler birbirimizi yiyeceğiz. İyi ki Özal'a karşı çıktılar!" dedi
Özal Kürtçe müziği de serbest bırakmıştı... 1996 yılında Öcalan'la röportaj yapmak için Beyrut'tan Bekaa'ya giderken şoför bana; "Kaset koyabilir miyim" ve "Kürtçe mi Türkçe mi olsun?" diye sormuştu. Ben de "Siz hangisini dinlerseniz ben onu dinlerim" dedim. Türkçe kaset koymuştu... Röportaj sırasında Öcalan'a "Bu röportajı bölgedeki Kürt vatandaşlarımızın da anlaması için isterseniz Kürtçe konuşun" demiştim. "Ne güzel, Türkçe konuşuyoruz ya..." diye cevap vermişti.
Nevruz günü o büyük kalabalıkta bir şey çok dikkatimi çekti; Öcalan'ın Kürtçe mektubu Pervin Buldan tarafından okunurken topluluğun büyük bir kısmı ilgilenmiyordu. Kalabalıktan beklenen alkış gelmiyordu. Çünkü konuşmayı anlayamıyorlardı!..
Sırrı Süreyya, mektubun Türkçesini okurken beklediği coşkuyu göremeyince "Bu alkış yetmez daha gür bir alkış" demek zorunda kamıştı. Bu Kürt vatandaşlarımızı kimse bölemez.
En önemli gelişme kansız bir Nevruz kutlandı. "İrademiz Öcalan" diyenler Öcalan'ın fikirlerini dinlediler. Kandil'in açıklamaları şimdilik yol kesici gibi görünmüyor. Bu sefer barış olacak gibi... Mektubun muhtevası bana; Devlet, Öcalan ve Kandil olmak üzere bir takım çalışması hazırlığı olduğu intibaını veriyor. Bunu önemli buluyorum.
Bundan sonra Başbakan Erdoğan'ın açıklamasında işaret ettiği gibi bakalım silahlar bırakılacak mı? İlk icraatı göreceğiz. Silahları bırakırlar ve sınır dışına çekilirlerse o bölgeye ve Türkiye'ye "Hakiki Bahar" o zaman gelir. Nevruz'u bütün Türkiye "tek bayrak"la kutlar...