Özal'ın, parti kurmaya ömrü yetmedi...

A -
A +

1983-1991 yılları arasında İzmir'de Turgut Özal'ın Anavatan Partisi'ne; telkin ve tavsiye üzerine sıradan bir üye olarak girdim. İl başkanı olarak çıktım... Gecekonduda kirada oturan, parası-pulu olmayan, müktesebatı siyasetle bağdaşmayan biriyim. Ancak, tepede sadece Özal, tabanda İzmir halkı bizi tuttu. Özal'la ne zaman karşılaşsak ellerimi tutar ve gözlerime bakarak, "Sakın yılma kazanacaksın" derdi... 1981 yılında gazeteciliğe İzmir'de Türkiye gazetesinde başladım. Sahibi, Enver Ören Bey. Türkiye'nin "Enver Abisi", benim de hem abim, hem patronum, hem de her şeyim. Onun desteği teşviki, müsamahası ve duası olmasa bunların zerresini yapma kabiliyetim yoktu... Enver Abi, ne zaman İzmir'e gelse adaylığımla ilgili kulağıma "Peki de sen kazanacaksın" derdi. O ses de bana yetiyordu. Kazanıyordum. İzmir'de cismi yok, ismi gündemi meşgul eden biri hâline geldik... Peki bunları niye yazdım... Bir gün, İzmir ABD Konsolosu benimle görüşme talebinde bulundu. "Biz ilçe başkanıyız, il başkanıyla görüşsün" dedik. "Biz Fevzi Beyle görüşmek istiyoruz" dedi ve geldi. Görüşme içeriğini nasip olursa yazacağım kitaba bırakıyorum. Daha sonra il başkanı seçildim. Yine geldi... Özal Cumhurbaşkanı oldu. Akbulut tan sonra, Mesut Yılmaz ANAP'ın başına geçti. Yılmaz'la hiçbir bakımdan anlaşamadık. 91 yılında erken seçim kararı aldı. Beni hiç hazzetmediği halde tabandaki gücümüz nedeniyle "ön seçim olmazsa aday olmam" dediğim halde milletvekili adayı olarak ikinci sıraya koydu. 25 gün sonra mebusum. Ancak, istişare sonucu istifa ettik. Siyaseti kesin olarak bıraktık. Mesleğimizi yapmak üzere İstanbul'a geldik... Seçimden çok sonra İzmir'e gittim. ABD Konsolosu yine görüşmek istediğini söyledi. İzmir'i de siyaseti de bıraktığımı söylememe rağmen yine geldi... Bu görüşme sırasında o gün gündeme gelen iki soruyu -bugüne ışık tutması bakımından- çok önemli görüyorum. ÖZAL; Jaguar olayı, hayali ihracat, papatyalar, has bahçe ve Koskotas söylentileriyle zayıfladı. DEMİREL; değişimin gerisinde kaldı, ödünç oylarla zor koalisyon oldu. Sizce bundan sonra merkez sağı kim toparlayabilir? Fikrimi söyledim. Kitaba koyacağım. Herkesin bildiği gibi on yıl kimse lider olamadı. Daha sonra Harbiye Orduevi'nde Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a bu diyaloğun kendisini ilgilendiren kısmını anlattım. Rengi değişti. "Büyük devletler pragmatiktir. Çıkarını düşünür. Arayışa girmişler" dedi. Çankaya'dan inecek ve parti kuracaktık. Ben de kurucu kadrodaydım. Özal hâlâ aydınlanamayan bir ölüm şekliyle ahirete gitti...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.