Üçüncü raunt İmralı görüşmeleri

A -
A +

Bilindiği gibi Habur ve Oslo süreçleri başarısızlıkla sonuçlandı. Hükümet'in tekrar "Barış ve kardeşlik" projesini hayata geçirmek için kapsamlı bir çalışma başlattığı anlaşılıyor. Bu çalışmayı, siyasi irade adına MİT'in yürüttüğü komuoyuna yayıldı. Ardından BDP'li iki milletvekili İmralı'yla görüşme yaptılar. Bundan sonra bu görüşmeler değişik aktörlerle devam edecek. Umalım Habur ve Oslo gibi olmasın. Bu konuda farklı yönlerden iki makale yazdım. Öcalan'ı bize teslim edenler, onun rolünü de tayin etmeden teslim ettiklerini düşünmüyorum. Devrin başbakanı Ecevit "Bunu bize niye teslim ettiler anlamadım." diyerek şaşırdığını ifade etmişti. O günden bu güne niye teslim ettiklerini araştıran ve anlayan var mı acaba? Öcalan ister dışarıda, ister içeride olsun milletimiz çok ağır bedeller ödedi. Çocuklar, yaşlılar, gelinler, kızlar. Elleri kınalı şehitler verdik. 40 bin can gitti. Milletimiz Milyar dolarlar masraf etti. Kürt'ün-Türk'ün, hepimizin lokmasından gitti bu paralar. Terör örgütü için endüstri oluştu. Ayaklarındaki botlar, sırtlarındaki parkalar ve donlar, yiyecek ve içecekleri, barınma ve bir yığın ihtiyaçlarını kim ya da kimler yapıyor ve satıyor. Yıllardır silahları kimler üretiyor, kimler ulaştırıyor. Bu zincir bir türlü bulunamadı ve kırılamadı. Hani dünya şeffaftı. 1996 yılında Öcalan'la yaptığım röportajda bunları ve Çekiç Güç yardım ediyor mu diye sordum. Silah hariç Çekiç Güç helikopterlerden yiyecek-giyecek atıyorlar demişti. PKK kendi başına bir örgüt değil. Gazeteci Serdar Turgut, uzun yıllar Washington'da temsilcilik yaptı. Bu sürede sağlam dostlar edindi. Bunlarla bazen buluşur, bazen de telefonla görüşür. Otuz yıl önceki bir buluşmada kaza ya da planlı olarak gördüğü "Kâbus harita" diye nitelediği bir haritadan bahseder. Serdar bey, yakında Obama seçimini izlemek için Washington'a gitti. O dostlarından biriyle randevulaştı. Buluşmak için Pentagon'a gider. Bir kafeteryaya yönlendirilir. İşaret edilen odaya destursuz girer. Bir masanın etrafında dört kişi vardır. Ortada Serdar beyin Amerikalı ve Yahudi arkadaşı, üç kişiden biri Washington'da tanıştığı PKK temsilcisi, diğer ikisi Barzani ve Talabani'nin temsilcileridir. Masada otuz yıl önce gördüğü "Kâbus harita" vardır. Serdar beyin 2 Kasım tarihli yazısından okuyabilirsiniz. Bu gelişmeler bizi o haritaya doğru mu götürüyor diye sorar yazısında. Benim de kafamı karıştır. O "Kâbus Harita" diye anlattığı taslak haritayı kim çizmişse yanlışlarla dolu bir harita olmuş bana göre. Haritanın doğrusu benim odada. Bizzat 2'inci Abdülhamid Han tarafından 1893 yılında Beyrut'ta bir Amerikan matbaasına bastırılmış. Serdar beye gösterdim. Yerim olsaydı buraya da koyardım. Koca bir İmparatorluktan küçük bir toprak parçası kaldı elimizde. ABD haritalar değişecek demişti. Aman bizden uzak olsun.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.