Önümüzdeki seçimler 12 Haziran 2011 Pazar günü gerçekleştirilecek. İki dönemi tek başına ve hizmetlerle dolu olarak bitiren AK Parti iktidarlarından sonra gelecek bu seçimler, Türk demokrasisinin âdeta dönüm noktası olacak. Zira, önümüzdeki dönemin ana gündem maddesi demokratik anayasadır. Seçim, değişimden ve yenileşmeden; demokrasi, insan hak ve hürriyetlerinden yana olan AK Parti ile statükocu partiler arasında geçecektir. AK Parti, seçimlerden ne kadar güçlü çıkarsa; millet adına gerçekleştirilecek demokratik atılımlar da o denli güçlü ve ileri olacaktır. Demokratik sürecimizde yapılan anayasalar (1961 ve 1982) vesayet ürünü olup millete rağmen yapılmış anti demokratik oluşumlardır. Bu anayasalara göre milletin seçtiği iktidarların eli kolu bağlanmış ve gerçek iktidar askerî ve sivil bürokrasiye bırakılmıştır. İşte görüyorsunuz; AK Parti iki dönemdir tek başına iktidarda olmasına rağmen, milletin susadığı kanuni değişikleri gerçekleştirmek istediğinde, önüne bürokratik oligarşi engel teşkil etmekte ve en ufak bir adım attırmamaktadır. Mevcut anayasa milletin refahına hizmet etmek yerine; hayatı millete çekilmez kılmak için bir sürü madde ile doldurulmuştur. Onlarca maddesi değiştirilmesine rağmen; demokratikleşmemizin önünde en büyük engel olarak durmaktadır. Dolayısıyla, gerçek anlamda demokratik bir anayasayı A'dan Z'ye yeniden dizayn etmekten başkaca çare yoktur. Zira; Türk milleti adına karar verdiğini iddia eden yüksek mahkemelerimizin trajikomik halleri milletimizi derinden yaralamaktadır. Danıştay, daha önce; kat sayı sistemini YÖK'ün inhisarına bırakırken, şimdilerde ise, bu karar YÖK'e bırakılmayacak kadar önemlidir! diyor!!! Aynı Danıştay'ın, yine YÖK'ün kararına karşı gelerek; başörtülü kızların imtihanlara alınamayacağını vazetmesi ayrı bir hukuk skandalı değilse nedir?!. Millet ve demokrasi adına yapılan bütün bu hukuksuzlukları giderecek ve her kurum ve kuruluşu layık olduğu yere oturtacak, gerçek manada demokratik bir anayasayı kuvveden fiile çıkaracak yegane siyasî parti AK Parti'dir. AK Parti ve onun kadroları bu durumun işaretlerini defaatle verdi. 2011 seçimleri bu bakımdan demokrasimiz adına olmak ya da olmamakla eş değer olacaktır...