22 Nisan 1970...

A -
A +

Türkiye Gazetesi ailesi olarak bugün (22 Nisan 2004) otuz dördüncü yaş günümüzü idrak ediyoruz. Basın tarihimizde, sahibi ve ilkeleri değişmeden; vatan ve millet hizmetinde yayınına devam eden tek medya kuruluşu olmanın haklı vakarını taşıyoruz ve yaşıyoruz. Böylesine hayırlı bir hizmette bulundurduğu için Cenab-ı Hakk'a ne kadar şükretsek azdır. Eski tabiriyle matbuat; yeni ifadesiyle basın sektörü çileli bir iştir. Eşya ve hadiselerle ve bunları kucaklayan zamanla yarışırsınız. Yüzlerce insanın onca gayreti bir günlük gazete içindir. Ertesi gün, dünya yeniden kurulur ve siz, bu yeniden kurulan dünyayı gazete sayfalarına ve televizyon ekranlarına yansıtmaya amadesiniz. Dünya her an döndüğüne ve olay ve hadiseler sürekli çıktığına; gazetecinin de bütün bu gelişmeleri anında bilip takip etmesi gerektiğine göre; gazetecilikte mesai mefhumunun olup olamayacağına siz karar verin! "Gazetecilikte mesai mefhumu yoktur!" Gazetemizin çalışma odalarının duvarlarında Sevgili Enver Ören Ağabeyimizin şu veciz ifadesi asılıdır: "Gazetecilikte mesai mefhumu yoktur! Böyle düşünenleri bu meslek bünyesinden atar!.." Gazetecinin tatili de yoktur. İsterseniz; kanunların size verdiği yıllık kırk beş günlük izninizi kullanın. Bu müddet esnasında bir gün bile dinlenemezsiniz! Zira, mesleğinizin gereği gözünüz-kulağınız her an ajanslardadır! Bütün bunları anlatmamızın gayesi, mesleğe girecek arkadaşlara bir ışık tutmak içindir. Hesaplarını ona göre yapsınlar!.. İlkeli yayıncılığı ile Türkiye gazetemiz; neşir hayatına başladığı günden beri ülkemizin "çimentosu" olmuş; millet-devlet kaynaşmasına en önemli katkıları sağlamıştır. Sağlamaya da devam etmektedir. Alışılageldiği şekliyle gazete çıkarmak; yüksek tirajlarda satmak mümkündür. Ancak ilkeli ve sorumlu yayıncılık yapabilmek her babayiğidin harcı değildir. Ve, hele bu yayıncılığı ilkelerinden taviz vermeden uzun yıllar sürdürmek... Türkiyemizde hemen her kurum ve kuruluşun olduğu gibi medya sektörü de erozyona uğramıştır. Dün, inandırabilmek için; "gazeteler yazıyor!" denilmesine karşılık bugün; "gazete işte; onlar her şeyi istedikleri gibi yazar!" konumuna düşülmüştür. Hak ettiğimiz yerde değiliz! Yetmiş milyonluk bir ülkede hâlâ gazetelerin toplam tirajının 3.5-4 milyon dolayında oluşu; biz gazetecileri derin derin düşündürmelidir. Biz de, Türkiye Gazetesi olarak; tiraj konusunda hak ettiğimiz yerde olmadığımıza inanıyoruz. Tam burada, beğendiği ve sahiplendiği gazete konusunda okuyucuya da görev düşmektedir. Bizlerin kılı kırk yararcasına yapmaya çalıştığımız ilkeli ve sorumlu yayıncılığı onlar da hissetmeli ve gazetemizin tirajının artmasında yardımcı olmalıdırlar. Zira; hizmet, hizmete dönük çalışma ve elde edilen başarılar paylaşıldıkça büyür. Bundan dolayıdır ki, gazetemizin sorumlusu olarak; sevgili okuyucularımızdan bir istirhamımız var. Bizi anlayışla karşılayacaklarını umuyoruz. Lütfen bu sese kulak verin! Evinize rahatlıkla götürebildiğiniz gazetemizi, sevdiklerinize de tavsiye ediniz. Bu mutlu günümüzdeki sevincimizi bizimle paylaşan ve bu amaçla bizleri telefon, faks, e-mail yağmuruna tutan bütün dost ve okuyucularımıza kalbî şükranlarımızı arz ediyoruz. Nice otuz dört yıllara...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.