Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı'nın 2. kez veto ettiği 2B kanununu; Meclis'ten yeniden çıkartıp, aynen Köşk'e göndereceklerini söyledi. Buna, ister zıtlaşma veya inatlaşma deyin; ortada nahoş bir durum olduğu muhakkak! Cumhurbaşkanı, kanunu veto gerekçesinde; 'orman arazilerinin işgalcilere peşkeş çekilmekte olduğunu ve bu durumun yeni orman işgalcileri doğuracağını' ileri sürdü. Bir kere; ortada orman arazisi yok ki, bu araziler işgalcilerine peşkeş çekilmek istensin! 1981 senesinden önce; işgal edilerek yapılanmaya gidilen ve 30-40 senelik yerleşim yerleri olan şehirler söz konusudur. Hangi ormandan bahsediyorsunuz? Anadolu'da orta ölçekli bir şehirden daha büyük ve nüfusça daha kalabalık olan Sultanbeyli'den mi? Ve, buna benzer onlarca devasa yerleşim yerlerinin neresi orman?! Devlet bile; kaymakamı, adliyesi, belediyesi ve onca resmi daireleri ile bu yerleşim yerlerinde icra-i faaliyette bulunuyor! Evet, vaktiyle bu kanunsuzluklara göz yumulması hataydı. Ama, olmuş bir kere; bu oluşumdan geriye dönülmesi mümkün olmadığına göre; idarenin bir hal çaresi bulması gerekmez mi? Onların bu hallerine ilanihaye göz yummak; hem on binlerce vatandaşı devletle kavgalı ve davalı kılar ve hem de; onların bu şekliyle, bedavadan işgalleri, peşkeş çekmenin ta kendisi olmaz mı? Mevcut hükümet çok akıllıca bir hareketle; yılların kamburunu düzeltmeye çalışıyor. Bir yandan, vatandaşla devleti karşı karşıya getirmekten alıkoyuyor; diğer yandan da; gırtlağına kadar borca batırılmış ve ümüğü IMF tarafından sıkılmış devlete gelir getirterek biraz soluk aldırmak istiyor! Bunun neresi kanunsuzluk; peşkeş çekme; orman arazisi talan etme ve yeni talancılara imkan ve fırsat tanıma?! Dünya üzerinde bizim kadar; vatandaşının devletiyle davalı olduğu ikinci bir ülke gösterilemez! Adliyeler kamu davalarıyla lebalep; savcı ve hakimlerinin, bu davalar yüzünden başlarını kaşıyacak zamanları yok! Haddizatında; devletin yeniden yapılandırılması ile birlikte; vatandaş-devlet ilişkilerinde yeni ve beyaz bir sayfa açmak gerekmektedir. Bunun için de; sayıları yüz binleri bulan bu kamu davaları; af da dahil yeni bir yöntemle, süratle bir hal çaresine kavuşturulmalıdır. Sözde; demokratik bir hukuk ülkesinde; yüz binlerce vatandaş devletiyle davalı olabilir mi? O vakit; böyle bir ülke, baştan başa açık hava hapishanesi diye adlandırılmaz mı? Hükümetler ve idare; vatandaşının hizmetini gören ve çare üreten müesseselerdir. 2B kanununa karşı çıkanlar (başta Cumhurbaşkanı ve CHP), yani, hükümetin bulduğu bu hal çaresini beğenmeyenler, kendi çarelerini ve tezlerini orta yere koymalıdırlar! Olmadı demekle olmuyor; zira ortada fiili yani, olan bir durum var! Daha ne kadar; başlarını kuma gömüp gerçekleri görmezlikten gelecekler?