ABD ile İngiltere araya girdi ve Türkiye ile, AB ve Kıbrıs Rum Yönetimi ile Yunanistan arasında çıkmaza giren meseleler aniden yumuşama sürecine giriverdi! ABD ile İngiltere'de böylesine tılsım vardı da, şimdiye kadar neredeydiler? Türkiye'nin dış politikada, uzun seneler sergilediği yanlış politikalar, bizi bugün, her şeyimizle dışarıya mahkum etti. Türkiye'nin, yanlış bir zamanlama ve Birliğe tam üye olmadan, AB ile başlatmış olduğu Gümrük Birliği, her maddesiyle aleyhimize olarak işlemeye devam ediyor. Bu şekliyle; vaktiyle sağ ile solun müşterek karşı oluşları ile dile getirdikleri; 'onlar ortak, biz pazar!' tespitleri gerçekleşmiş oldu. Şu anki Başbakan sayın Bülent Ecevit, 1978'lerde de Başbakandı ve o vakitler, Yunanistan'la beraber Türkiye'ye uzatılan AB ile ortaklık elini sıkmak şöyle dursun, elinin tersi ile itmişti. Bunun sebebi o gün sorulmadığı gibi, bugün de sorulmuyor! Oysa, Yunanistan 'evet' demiş ve Birliğe dahil olarak; o gün bugün her meselede karşımıza çıkıyor ve hiç yoktan haklar elde ediyor! Acaba; Türkiye'yi AB'ye almazlar diyenler haklı mı çıkacak? AB gerçekten bizi oyalıyor mu? Ve, bunların iddia ettiği gibi ABD, bizim Avrupa Birliği'ne girmemizi istemiyor mu? Bütün göstergeler bunu gösteriyor ve bizi AB'ye almazlar diyenleri haklı çıkarıyor! Daha önce de belirttiğimiz gibi, Türkiye; işgal ettiği coğrafya itibariyle 'paylaşılamayan topraklar'da bulunuyor ve Doğu Akdeniz, Orta-Doğu, Kafkaslar-Orta Asya ve Balkanlar'ın kontrolü, ancak bu merkezden temin edilebiliyor. Dolayısıyla ABD, Türkiye'yi hiçbir zaman kendi başına bırakmaz ve hele, kendisine rakip olacak AB'ye terk etmez; edemez! Yine, bundan dolayıdır ki, Doğu Akdeniz'in ve Orta Doğu'nun kontrolü için, Kıbrıs'ı gözden çıkaramaz! Aynı gaye ile ve Saddam'ı bahane ederek, Basra Körfezi'ne yerleştiği gibi, çok kısa bir zaman içinde de; Kızıldeniz'in kontrolü için de Sudan'a yerleşecektir! Bunun için de bahanesi çoktan hazırdır: Teröre ve terör örgütlerine yataklık etmek! Demek ki, ABD'nin, Afganistan'dan sonraki hedefi Sudan ile Irak'tır! Zira, Avrupa Birliği kuvveden fiile çıktıkça, ABD'nin uykuları kaçmakta ve başını Almanya'nın çektiği böyle bir oluşum, ABD'yi ister istemez değişik alternatiflere sürüklemektedir! Atlar tepişirken, arada katırlar eziliyor! AB üyesi olmasına rağmen, Birlikten ayrı hareket eden ve devamlı suretle ABD' nin yanında yer alan İngiltere'nin bu tutumu, Almanya'nın öncülüğünden ve belli bir kuvvete erişip hinterlandını genişletmesinden korktuğu içindir. ABD; Kıbrıs'ta üç garantör devlet olan Türkiye ile İngiltere'nin yanında, Yunanistan'ı da kendi hinterlandı içine alarak AB'ye darbe vurmak istemekte ve bu yolla hareket ederek, Yeni Dünya Düzeni'nde tek hakim güç olarak kalmak istemektedir. Bakalım Türkiye, ABD ile AB arasındaki bu rekabetten ne şekilde istifade edecek veya edebilecektir?