Sağlam ve güçlü bir ekonomi olmadan; güçlü ve caydırıcı ordulara sahip olunabilir mi? Güçlü bir ekonomi olmadan hangi siyasi istikrardan bahsedilebilir? Küreselleşme ile birlikte dünya bütünüyle büyükçe bir köy halini alıyor. İstemeseniz de bu köyün dışında kalamazsınız! Şimdiki haliyle dünya ülkeleri, Avrupa, Asya ve Amerika kıt'alarında üç grup halinde birliktelik arzediyorlar. Türkiye bunlardan AB ile kırk sene öncesinden beri söz keşmiş durumda! Aradan geçen bunca zaman içinde izdivaç vuku bulmadı. Bunda her iki tarafın; yani hem bizim ve hem de AB ülkelerinin kabahati var. Türkiye'nin kabahati; demokrasisini geliştirmemiş olması; ayrıca böyle bir demokrasi ile de olsa; Yunanistan'la birlikte gelen adaylık teklifini elinin tersiyle itmiş olmasıdır. Avrupa ülkelerinin kabahati ise, Türkiye'ye karşı; tarihten gelen hasmane tavırlarını sürdürmeleri, Türk demokrasisinin gelişmemesi için ellerinden gelen kötülüğü artlarına koymamış olmalarıdır. Hep çifte standartlı oldular! Daha açık ifadesiyle Avrupalı dostlarımız bize karşı devamlı çifte standartlı olmuşlardır. Hiçbir zaman samimi ve dostça davranmamışlardır. Devamlı surette bizi idare etmişlerdir. Eğer Avrupalı dostlarımız terörün ne mene şey olduğunu anlayıp bilebilselerdi, bize karşı koz olarak kullanmazlardı! Daha şimdilerde yeni yeni akılları başlarına geliyor! ABD'de ikiz kulelerle Pentagon vurulmasaydı, Batılı dostlarımızın uyanacağı yoktu! AB, demokrasiyi esas alan ferdin hak ve özgürlüklerini öne çıkaran bir değerler manzumesinin örneğidir. Türkiye de bunca İslam ülkeleri arasında; daha doğru ifadesiyle halkının çoğunluğu Müslüman olan yapısıyla yegane demokratik ve laik ülkedir. AB'nin içinde de başkaca İslam ülkesi bulunmuyor. Türkiye'nin üyeliği ile beraber, bir yandan medeniyetler arası uzlaşma temin edilirken diğer yandan da Türkiye, Batı ile Doğu arasında hem köprü ve hem de örnek ülke konumunda olacaktır. Avrupa, savunduğu değerlerine karşı büyük bir sınavdadır. Şayet AB, Türkiye'yi dışlarsa (ki, biz buna hiç ihtimal vermiyoruz) kaybeden evvel emirde Avrupa ve insanlık olacaktır. Türkiye de kaybedecektir ama, onun kaybı, AB ve insanlığın kayıpları yanında ikinci derecede olacaktır. Çünkü, Türkiyesiz Avrupa'nın güvenliği -özellikle teröre karşı güvenliği- tehlikededir. Güvenliğimiz daha da artacaktır Türkiye ise, daha şimdiden ticaretinin yüzde elliden fazlasını Avrupa ülkeleri ile yapmaktadır. Ayrıca, hangi AB ülkesi, birliğe dahil olduktan sonra parçalanıp bölünmüş ki? O halde, neden bizde bu denli söylemler meydan bulabiliyor? Bilakis, Türkiye AB'ye dahil olunca güvenliği daha da artacaktır. AB'ye girememiş; kişi başına milli geliri dört bin dolarlık bir milleti, birlik ve bütünlük içinde nasıl tutabilirsiniz? KKTC, bu durumun tipik örneğidir. Güney kesimi ile arasındaki ekonomik fark, daha şimdiden birkaç mislidir. Bundan sonra ise, yani Güney kesiminin AB'ye tam üyeliğinden sonra ise, bu makas daha da açılacaktır! O vakit, Kuzey'de kimi ve nasıl tutacaksınız? Anlayana...