ABD batağa saplanıyor

ABD giriştiği işin kapsam ve ehemmiyetini yeni yeni anlamaya başladı. Bu gidişle de evdeki hesabın çarşıya uymayacağı anlaşılıyor! Ne demişler; büyük lokma ye ama, büyük laf etme! ABD, dünyadaki terörün kökünü kazımak için yola çıktı. Halbuki, terör dünya kurulduğu günden beri var ve kıyamete kadar devam edecektir. Terörün olmaması için, dünyanın cennet olması lazım! Buna imkan ve ihtimal var mı? Dünyanın cehennemî hali, her geçen gün daha da artarken; bunca adaletsizlik, zulüm, kan ve gözyaşı akarken ve birileri, deveyi hamuduyla götürürken, yekun teşkil eden çoğunluk kitleler ise, açlıkla pençeleşirken; özetle, hak, zayıfta olsa haklının olmayıp güçlünün olduğu bir dünyada, hangi düzenden, huzur ve asayişten bahsedilebilir? Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar demişler. Kıyametin koptuğunu görüyor; hayıflanıp hayret ediyoruz! Bizim bu hayretimize hayret etmek lazım gelmez mi? ABD, yanlışı baştan yaptı; delilleri gizli tuttu ve açıklamadı. Dolayısıyla dünya kamuoyu tatmin olmuş değildir. Sonra; sorarım size sevgili okuyucularım; hangi gerekçe, sivil ve masum bebeklerin kitleler halinde öldürülmesine meşruiyet kazandırabilir? ABD'nin hesabı varsa, bunu hesabı olanlarla görsün! Sebep olacağı vahşetin boyutunu biliyordu ki, savaşı gizlemek ve dünya kamuoyunun gözünden gizlemek istedi. Katar'daki El-Cezire televizyonu olmasa, Afganistan'da vuku bulan vahşetten dünya kamuoyunun haberi olmayacaktı! Sebebi ne olursa osun hangi gerekçe, Afganistan'daki masum sivillerin ve bebeklerin, kitleler halinde öldürülmesine meşruiyet kazandırabilir? ABD'nin bu tavrı, düşmanı sindirmek yerine daha da biliyor! Dünyanın çeşitli ülkelerinden kitleler halinde insanlar, gönüllü olarak Afganistan'a savaşmaya gidiyor! Belki zafer elde edemeyecekler, ölecekler ama, bu halleri bile ABD'nin vahşetini sergilemeye yetecektir. Afganistan dize getirilse bile; Usame bin Ladin'in yakalanamayacağını bizzat ABD'li yetkililer söylüyor. O vakit, adama demezler mi, sizin niyetiniz üzüm yemek mi, bağcıyı dövmek mi? Yine ABD'li yetkililerin ifadesine göre; sadece El-Kaide örgütünün dünyanın 60 ülkesinde mensupları, bağlantıları ve faaliyetleri var! Yalnızca El-Kaide örgütünü ortadan kaldırabilmek için, bahse konu bu 60 ülke ile savaşa mı girişilecektir? Yok; bu işin değişik metodları var denirse, o vakit, aynı metodları neden Afganistan'da ve El-Kaide örgütü için uygulamadınız diye sormazlar mı? Şarbon vakalarının ABD'nin kendi içinden olduğu anlaşıldı! Yarın, 11 Eylül saldırılarının da ABD'nin veya Afganistan'ın dışındaki bir ülkeden yönetilip icra edildiği anlaşıldığında, ne denebilecektir? Akıtılan onca masum sivil insanın ve bebeklerin kanları yerde mi kalacak? Bunların hesabı sorulmayacak mıdır? Orta yerde bir suç ve suçlu varsa bile, bunları cezalandıracağız diye, topyekun bir ülke halkının hedef yapılıp, üzerlerine bomba yağdırılması hangi hukuka sığar? ABD, daha işin başında hukuken batağa saplanmıştır; fiilen saplanması da kaçınılmazdır! Bugün değilse yarın, ama, mutlaka bu batağa saplanacak ve bu durum kendi sebeb-i felaketi olacaktır!