ABD, batağa saplansa da...

A -
A +

11 Eylül baskınından sonra ABD'nin gözü dönmüştür! Hele, akıllarına ve hayallerine bile getirmedikleri Pentagon'un vurulması, ABD yöneticilerini büsbütün çileden çıkarmıştır! Bu durum, bir bakıma ABD yönetimindeki 'şahinler'in gökte aradıklarını yerde bulmalarına vesile olmuştur! Ve; yine aynı durum, 'şahinler'in son on senedir üzerinde çalıştıkları gizli planlarını tatbik mevkiine koymalarını kolaylaştırmıştır! 90'lı yılların başlarında Sovyetler'in yıkılması ve, o zamana kadar Sovyetler'in nüfuz sahasında bulunan, dünyanın önümüzdeki 200 senelik ihtiyacını karşılayacak olan yer altı ve yer üstü zenginliklerinin ABD'nin kontrolünde olması keyfiyeti bu planın bir bölümüydü! Planın ikinci ve bundan da önemli bölümü ise, Orta-Doğu petrol sahaları ve İsrail'in güvenliği meselesi idi. ABD, üzerlerinde senelerce çalıştığı bu planlarını tatbik mevkiine koymak için yeni bir strateji geliştirdi. Ve dedi ki: Tüm dünya ülkeleri terör tehdidi altındadır. Terörden kurtuluşun yegane çaresi; onların vurmasını beklemeden, oldukları yerde imha edilmeleridir! Bundan böyle; biz ABD olarak dünyada bu işin öncülüğünü yapacağız. ABD Başkanı Bush, bu yeni stratejilerini dünyaya ilan ederken, tüm ülkelere tehdit savurmaktan da geri kalmadı! Bu cümleden olarak; ya bizim yanımızda veya karşımızda yer alırsınız dedi! Bilindiği üzere; önce Afganistan'a, ardında da Irak'a harekat düzenledi. Sayın Süleyman Demirel'in belirttiği gibi; dünyada ilk defa bir savaşın sebebi sonradan aranmaktadır! ABD; Afganistan harekatıyla Orta-Asya'ya bütünüyle yerleşmiş ve Rusya'nın, bu eski nüfuz sahalarındaki emel ve niyetlerini büsbütün köreltmiştir! ABD için önemli olan; ileri sürmüş olduğu sun'î bahaneler, yani; işgal ettiği bu ülkelere demokrasi getirmek gibi hayaller peşinde koşmak değildir! Bu, işin göstermelik ve bahane kısmıdır ki, dünya üzerinde de buna inanmış tek bir ülke yoktur. Peki; ABD, bunca ferdî ve fevrî davranışlarının yanında yalnız mıdır? Değildir; zira, zor oyunu bozmaktadır! AB ülkelerinin bir kısmı dahil, 30 dolayında ülke ABD'nin yanında olduğunu ilan etmek zorunda kalmıştır! ABD, kolayca işgal ettiği Irak'ta savaş sonrası zordadır! Ama, ne kadar zorda kalırsa kalsın; kimse ABD'nin Irak'ı terk edeceğini düşünmemelidir! Kendi istekleri doğrultusunda; Irak'ın siyasi yapılanmasını bitirmeden, yani; orasını, kendisine tabi bir genel valinin emrine vermeden oradan ayrılmaz; ayrılamaz! Çünkü; Irak, büyük planın ikinci ayağının yalnızca başlangıcıdır! ABD'nin; her gün bir milyar dolarına mal olan Irak'tan vazgeçmesi mümkün mü? Üstelik; dünyanın en zengin ikinci petrol yataklarını eline geçirmişken ve bunca masrafa girmişken, ölümü pahasına Irak'ı terk etmeyecektir! Başta Türkiye olmak üzere, herkes hesaplarını buna göre yapmalıdır!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.