11 Eylül baskınından sonra dünya, yeni veçhesiyle yeniden kuruluyor. Daha açık bir ifadeyle; rakipsiz, tek başına süper güç kalan ABD, dünyayı yeniden şekillendiriyor! Bu şekillendirmede dünyanın geleceğine oynaması, her şeyden önce kendini düşünmesinden kaynaklanıyor. Ne demişler; önce can! ABD de önce can derken biraz daha ileri gidiyor ve kendisinin olduğu yerde başka canlara tahammülünün olmadığını söylüyor! Eskilerin tabiriyle; hüküm galip olanın olduğuna göre; ABD'nin karşısında yer alan mağluplar ister istemez ABD'nin taleplerine boyun eğmek zorundalar! Bu günkü dünyada geçer akçe budur. Yani, büyük balığın küçük balığı yutması eşyanın tabiatı gereğidir! Hele milletlerarası arenada bu tabiattan başka bir şeyler beklemek kelimenin tam anlamıyla hayalcilik olur. ABD, bizim hem dostumuz ve hem de müttefikimizdir. Bilindiği üzere; Orta-Doğu bölgesi Osmanlı'dan alınarak ve adeta cetvelle çizilerek bu günkü hale dönüştürülmüştü. Osmanlı İmparatorluğu'nu parçalayan Batılı güçler ta o zaman bu yerleri kendi topraklarına katacaktı ancak; ABD'nin savaşa girmesi ve giriş şartı olarak da ülkelerin topraklarına yeni toprak katamayacaklarını kabul ettirmesi sonucu şimdiki hali ortaya çıkarmıştı. Dün, dünya iki kutuplu idi ve birbirlerini dengeliyorlardı. Sovyet Rusya'nın dağılmasından sonra tek kutuplu kalan dünyaya yeni nizam elbette ABD tarafından verilecekti! Bundan daha tabii ne olabilirdi?! ABD'nin elinde o güç ve kudret varken, petrol için Saddam'ın gözüne mi bakacaktı? Suudi Arabistan'a veya o bölgedeki kabile devletçiklerine mi el açacaktı? Onların kararlarına mı boyun eğecekti? Güldürmeyin insanı! Siz olsaydınız, başka türlü mü davranırdınız? ABD, kendisini dünya barışının koruyucusu olarak görüyor. Bunun elbette bir bedeli vardır. İşte; ABD'nin de talep ettiği bu bedelden başkası değildir! Madalyonun diğer tarafına, yani adalet terazisine vurduğunuzda ise, ibret dolu bir gerçekle karşılaşırsınız. Allah'ın yeryüzünde adalet vasıtaları vardır. Bunların haklı veya haksız olmaları bir şey değiştirmez. Devirlerini ve görevlerini ifa ederler. Yani, kendileri zalim dahi olsalar, başka zalimlerden intikam alırlar! Bunlar adeta eğeye benzerler. Başkalarını eğeleyip törpüler ve un-ufak edip öğütürler. Bu esnada kendi dişleri de aşınır ve artık eğeleyemez olurlar! Artık, intikam alınma sırası bunlara gelmiştir! Şimdi, öğütme sırası ABD'de!