ABD Başkanı Bush, NATO'nun İstanbul zirvesinden önce Ankara'ya; kısa süreli de olsa resmi bir ziyarette bulundu. ABD Başkanı, Türkiye'ye gelmeden önce de ABD-AB zirvesi için gittiği İrlanda'da: "Türkiye, demokrasi ve Müslüman kimliği başarıyla kaynaştıran gururlu bir ülke. Avrupa Birliği, üyelik müzakerelerini başlatmalıdır" dedi. Başkan Bush'un Türkiye'ye yapmakta olduğu bu ilk ziyaretinde; dost ve müttefik olan her iki ülkenin önemli meseleleri masaya yatırılıyor. Bu meselelere ABD açısından bakıldığında; Irak, Afganistan ve BOP (Büyük Orta-Doğu Projesi) ve İsrail-Filistin gerginliği gibi bölgesel konular öne çıkıyor. Bilindiği üzere; "11 Eylül baskınından" sonra ABD, terörle mücadelede yeni bir konsept geliştirdi ve bu amaçla önce Afganistan'a ardından da Irak'a askerî harekât düzenledi. Yine bilindiği gibi, bu her iki ülkenin işgalinde evdeki hesap çarşıya uymadı ve ABD, tam anlamıyla batağa saplandı. Koskoca Afganistan'da sadece başkent Kabil'de söz sahibi olabilen ABD ve NATO güçleri ülkede normal hayata geçişi bir türlü temin edememektedir. Irak'ta ise, durum Afganistan'dan daha vahimdir. Her gün oluk oluk kanın akmakta olduğu ülkede yönetim, 30 Haziran itibariyle Iraklılara devredilecek ama, bu durumun bile ne getirip ne götüreceğini başta ABD olmak üzere kimse kestirememektedir. ABD, Kuzey Irak'ta yerleşen PKK-KONGRA-GEL örgütünü terörist ilan etmesine rağmen, bu örgüt militanlarına karşı herhangi bir eylemde bulunmadı. Bu örgüt militanlarının Türkiye içine sızarak yapmak istedikleri ise, ortada! Türkiye bir merkez ülkesidir Türkiye, dost ve müttefiki olan ABD Başkanına bu soruyu soruyor ve ABD'nin dost ve müttefikliğe yakışan ve "11 Eylül" sonrası başlattığını ilan ettiği terörizmle mücadelede ne denli samimi olduklarının cevabını arıyor! Türkiye; kim ne derse desin bir çevre ülkesi değildir. Gücü ve etkinliği ile bir merkez ülkesidir ve bu haliyle bölgesinde yegane istikrar unsurudur. Hem de Müslüman ve demokratik kimliğiyle... Dolayısıyla böyle bir ülkeyi ABD'nin ve AB'nin dışlaması, evvel emirde kendi aleyhlerinedir. Bu durumu kendileri de çok iyi bilmektedirler. Türkiye, AB sürecindeki Kopenhag Kriterleri diye adlandırılan demokratik açılımları yapmış, AB'den müzakerelerin başlaması için tarih beklemektedir. Şu halde hem ABD ve hem de AB ülkeleri Türkiye karşısında tam bir samimiyet sınavındadırlar. İşte; Kıbrıs meselesinde yaşanılan süreç; Türkiye ile KKTC'nin atmış bulunduğu samimi adımlar ve bu arada Güney Rum Kesiminin ters tutumu... Önümüzdeki günlerde göreceğiz Netice ne oldu? Tersine tutum belirleyen Güney Rum Kesimi ödüllendirilerek AB'ye dahil edildi; KKTC ise "aferin"le geçiştirildi! Başbakan Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Bush'la görüşmesinde Kıbrıs konusunu da dile getirip, Başkan'dan somut adımlar atmasını istedi. Başkan Bush, Türkiye için hayati önemi haiz her iki konuda da destek olacağı sözünü verdi. Sözünde ne kadar durabileceğini önümüzdeki günlerde görebileceğiz.