Medeniyetler İttifakı, kulağa hoş geliyor ancak, gerçekleşmesi çok zor. Zira, insanlık tarihi boyunca uğraşılmasına rağmen, buna ulaşılamamıştır. Doğu ile Batı medeniyetleri ki, burada kastedilen İslam ve Hristiyan dinleri mensuplarıdır; asırlar boyu birbirlerine diş gıcırdatarak bugünlere gelindi. Hristiyanlığın farklı mezhepleri bile, tarih boyu birbirlerine tahammül edemediler. Bu duruma sebebiyet veren elbette Hristiyan âleminden başkası değildir. Dünyanın dört bucağındaki masum bölgeleri sömürerek (insanları öldürüp, yer altı ve yer üstü kaynaklarını ülkelerine taşıyarak) elde ettikleri maddi güç ve refahla propaganda yaparak, hakikati ters yüz etmektedirler. Son zamanlarda terörün odağına İslamiyet'i ve İslam dini mensuplarını yerleştirmeleri, bu durumun en açık delilidir. Komünizmle mücadele adına! Daha düne kadar böyle bir şey yoktu. Bunun adından bile bahsedilmezdi. O vakitler, Batı'nın yegane düşmanı Komünist Blok (Soyvet Rusya) idi ve ona karşı ortak mücadele edilirdi. Bu mücadelede başı Amerika Birleşik Devletleri çekmiştir. ABD, bunun için de önüne gelen devletleri ve onların haklarını kullanmıştır. Bütün bunları komünizmle mücadele adına yapmıştır. Bizde bile, mahut cumhurbaşkanlarımızdan Celal Bayar'a; hemen her sonbahar geldiğinde; "komünizm, bu kış ülkemize gelecek!" dedirterek, seneler senesi milletimizi cambaza baktırdılar! Ne zaman ki Sovyetler Birliği kendi içinden çöküp dağılıverdi; Batı, yeni düşmanını derhal hedefteki tahtasına oturttu. Yeni düşman İslam ve Müslümanlardı! ABD bu durumu (CIA) kanalıyla mütemadiyen işledi. Birlikte oluşturdukları, komünizmle mücadele örgütleri ki, bunlardan El-Kaide ve Taliban en meşhurları olup Afgan-Rus savaşında, ABD safında Ruslara karşı kullanılmıştır. Bu örgütleri kuran, geliştiren, besleyen, eğiten, onlara lojistik destek sağlayan savaşlarda kullanan hep ABD olmuştur. Bu örgütler, vakti zamanında terörle anılmıyordu. Bilakis "mücahid" gibi övünç kelimeleri ile ifade ediliyorlardı. Ayrıca bu tür örgütlerin kuruluş sebeplerine dikkat etmek gerekir. Avrupa'nın ortasında Bosna'da oluşturulan Sırp vahşetini ve bu vahşete medeni (!) Avrupa'nın seyirci kalışını düşünün! Afganistan'da, Çeçenistan'daki Rus vahşetleri karşısında ister istemez bu örgütleri buldu ki, görüldüğü şekliyle bu örgütlerden hiçbirisi terör amaçlı değildir. Tamamen müdafaa (savunma) amaçlı, olup işlenmekte olan vahşete dur diyebilmek içindi. ABD, kurup geliştirdiği bu örgütleri kendi menfaatleri doğrultusunda kullandığında, bunların adı "mücahid" oluyor: Aksi halde, yani bu örgütler, ABD'nin menfaati olmayan herhangi bir faaliyete giriştiklerinde ise, "tu-kaka" ediliyorlar. Bunların ne anarşistlikleri kalıyor, ne de insanlık düşmanı oluşları!.. Hele bir de bu teşkilatlar, silahlarını ABD'li hedeflere yöneltmiş olurlarsa, gök kubbe bunların başlarına yıkılır! Hak, güçlünündür(!) Netice olarak, bütün bunların sebebi; hak, haklının olmayıp, güçlünün olmasındandır. Güçlü olan, kuralını böyle koyuyor! Buna (bu güce, bu gücün oluşturduğu propagandalara) ya uyacaksınız, ya uyacaksınız! Şayet, uymama şansınızı kullanırsanız, derhal tecrit edilirsiniz! "Büyük güç"ün emrindeki, dünyadaki bütün kurum ve kuruluşlar aleyhinize işlemeye başlar ki, durdurabilene aşk olsun! Bundan dolayıdır ki, düşman karşıya alınmak suretiyle altedilemez. Zira, her bakımdan sizden güçlüdür. Yapılacak şey, onun yanında (!) yer alarak canını kayırmak ve içten içe oluşumunu tamamlamaya çalışmaktır. Yani, güçlü olmaya gayret etmektir.