Hemen burnumuzun dibinde; Irak'ta ve Filistin'de her gün oluk oluk Müslüman kanı dökülürken nasıl bayram yapabilelim? Ramazan ayı boyunca televizyonların haber bültenleri ve gazetelerimizin birinci sayfaları hep Müslüman kıyımı haberleri ile doluydu. Ağız tadıyla Bayram kutlamayı neredeyse unuttuk! Nedir bu müslümanların hali? Ellerindeki nimetler, belli ki başlarına bela oluyor! ABD ve müttefikleri gözlerini İslam coğrafyasına diktiler. Adına; Genişletilmiş Büyük Orta Doğu Projesi denilen yeni bir sömürü planını tatbik mevkiine koydular. "Küresel Terör" bahanesi ile Müslüman ülkelerin ellerinde bulunan yer altı ve yer üstü zenginliklerine sahip olabilmenin acımasız savaşını başlattılar. Dün, Afganistan bugün Irak; yarın Suriye ve İran... Öbürsü gün, hedefte hangi İslam ülkelesinin olacağı kestirilemeyen pespaye bir savaşla karşı karşıyayız. Paramparça bir dünya! Bütün bu Müslüman ülkeler, inançlarının "tevhid" birlik olduğunu söylemelerine karşın, gerçekte paramparçadırlar. İşte gördünüz hemen hepsinin liderleri veya üst düzey yöneticileri Yaser Arafat'ın cenazesinde bir araya geldi. Bizde de siyasi istikrarsızlığın ayyuka çıtığı zamanlarda, siyasi parti liderlerimiz ancak cenazelerde bir araya gelebiliyorlardı! O cenazeden ibret dahi alamadan birbirlerine selam dahi vermiyorlardı! Biz, bu duruşun bedelini seneler senesi ödemedik mi? Bu bedelin daniskasını, aynı duruşu sergileyen İslam ülkeleri ödüyor. Düne kadar bu ülkeler kendilerinden çok emindiler. Sahip oldukları petro-dolarlarla dünyayı parselliyor günlerini gün ediyorlardı. Sıranın kendilerine de geleceğini hiç düşünmediler. Hep; böyle geldik, böyle gideriz zannettiler. Oysa, kazın ayağı hiç de öyle değildi. Ellerindeki oyuncak "Frankeştayn"dı ve gittikçe tehlikeli olmaya başlamıştı. Dünya sefasına öyle dalmışlardı ki, bu tehlikeyi bile farkedemediler. Gaflet perdesi gözlerini kör ettiği gibi, beyinlerini de dumura uğratmıştı. ABD ve müttefikleri, bu durumu açıkça dillendiriyor ve birer birer İslam ülkelerini işgal ve istilaya yelteniyor. Bütün bu; kan, gözyaşı ve vahşet ortamları Müslüman ülkelerin akıllarını başlarına devşirmeye yetmiyor. Bir araya gelip de ortak bir tavır takınamıyorlar ve müşterek bir karar alıp arkasında duramıyorlar. Mesela; çok değil, ellerindeki petrolün musluğunu on beş günlüğüne kıssalar, bütün dünyayı ayağa kaldırırlar. Ama diyeceksiniz ki; bunu daha mübarek bayram gününde bile birliği temin edemeyen şu ülkeler mi yapacak?!. "Birlikte rahmet, ayrılıkta azab-ı İlahinin olduğu"nun canhıraş misallerini yaşıyoruz. Oyunun son perdesi! Maalesef, bu ülkelerin çoğu, dün; Cihan Devleti'miz Osmanlı İmparatorluğu'na oynanan oyunun bir parçası idi. Oyunun, şimdi ikinci ve son perdesi sahneleniyor! Cihan Devleti'mizden parçalanıp kopartılan bu devletçikler, şimdi; küçük lokmalar halinde birer-ikişer yutuluyor. Demek ki ahir zamanın kutlu günü de böyle oluyormuş! Cenab-ı Hak'tan muradımız; cümle İslam âlemine akıl, fikir, iz'an ve idrak ihsan etmesidir! Bu duygular içerisinde mübarek Ramazan Bayramınızı tebrik ediyor; Cenab-ı Allah'tan ağız tadıyla kutlayabileceğimiz gerçek kutlu ve mutlu bayramlara kavuşturmasını dua ve niyaz ediyoruz.