ANAP'ta sular durulacağa benzemiyor.. Son dört senedir iktidarda bulunan ANAP, kötü yönetilmek ve memleketin kötü yönetimine sebebiyet vermekten dolayı eridi, bitti tükendi. Öyle ki, yapılan son kamuoyu yoklamalarında, yüzde 3-4'lerde yüzüyor! Hele son koalisyon ortaklığında, yürümeye mecali kalmamış Ecevit'i Başbakan yapmaları ve bunun neticesi olarak da, topyekun memleketi içinde bulunduğu perişanlığa itmeleri ANAP'ı milletin gözünden sildi, süpürdü. ANAP'tan en son istifa eden, Balıkesir milletvekili A. Oktay Güner'in söyledikleri, yenilir yutulur cinsinden değil! 'ANAP, kendini inkar edercesine, milli eğitimi sosyalist zihniyete terk etmiştir. Yılmaz'ın, Ecevit'e tabiyet zaafı ANAP'ı bitirmiştir.' 'İyiniyetlerim, aşiret düzenine dayalı, aşiret ağası zihniyetine dayanan parti yönetimini uyandırmaya yetmedi. Siyasi düzenimizde genel başkanlık, krallıktan da ileri bir keyfilik sergiliyor.' 'Başbakan, millete, fiziki varlığı ve şahsiyeti ile güven telkin eder. Ayı, günü, bayramları, mekanı, coğrafyayı karıştıran bir şuur perişanlığı ile memleket sadece tahrip edilirdi. Nitekim, bu tahribat cömertçe yapılmatadır.' 'Başbakan, Meclis'in iradesine ipotek koyarak, dışarıdan bir Cumhurbaşkanı seçmiştir. Ecevit, seçtirdiği Cumhurbaşkanı ile kavga etmiş ve bu kişiyi millete şikayet etmiştir.' 'Başbakan'a, bir ilçe halkının geçiminin bir tavukçuluk firmasına ait olduğu, ekonomik krizler yüzünden bu firmanın da kapanmak zorunda kaldığı ve böylece; topyekun bu ilçe halkımızın işsizliğe ve perişanlığa düşeceği söylenmiş; ölü gözlerle olayı dinleyen Başbakan, bu bunun gibi yüzlerce firmamızın kapısına kilit vurulmasını ve milyonlarca insanımızın işsiz kalmasını seyretmekle yetinmiştir.' Bu sorumluluğu iktidar milletvekili olarak daha fazla taşıyamayacağını ve buna vicdanının el vermediğini beyanla, partisi olan ANAP'tan istifa eden A. Oktay Güner haksız mı? Güner'in basın toplantısını televizyonu başında izleyen millet; ona hak vermek bir yana, istifasında geç kaldı ve şimdiye kadar yapılan zulümlere niçin göz yumdu diye serzenişte bulundu. Bu şekilde açık, sert ve aleni olmasa da; partinin en yetkili ağızlarından Erkan Mumcu da, Ecevit'in peşine takılmalarından ve iktidar ortağı olup, memleketi içine ittikleri sefalet ortamından dolayı ANAP olarak eridiklerini ve yapılacak ilk seçimlerde barajı aşamayacaklarını haykırdı. ANAP'tan istifa edenlerden ve kerhen de olsa ANAP'ta kalanlardan (!) aynı feryatlar yükseliyor! Genel Başkan Mesut Yılmaz ise, bütün bu ikazlara rağmen, iktidarda kalmayı inatla sürdürüyor! İnsan sormadan edemiyor: Acaba, Yılmaz'ın Ecevit'e diyet borcu mu var?! Ve, bu nasıl bir diyet ki, kendisinin ve partisinin sonunu hazırlıyor?