Kim olursa olsun, savunmasız bir devlet başkanını namlunun ucunda tutup, aşağılamak; ölümle tehdit edip ülkesini terke zorlamak, tarihte emsali görülmedik bir kepazelik örneğidir. Bunun siyasetle, devlet adamlığıyla yakından uzaktan bir ilgisi yoktur. Bu aşağılık halin ilk numunesini kendisine pek de yakışan Yahudi sahnelemiş ve milletlerarası arenada karakterini, Himalaya'nın tepesinden haykırmıştır! Yahudinin sergilemekte olduğu bu denli vahşete, bizzat Yahudiler bile dayanamamış; olayların müsebbibi olan İsrail Başbakanı Ariel Şaron'u Firavun olarak nitelemişlerdir! Buradan anlaşılıyor ki, Yahudilerin hepsi Şaron karakterinde değildir. Ancak, İsrail halkı, Şaron'u bilerek seçmiş ve ona bu fırsatı vermiştir. Dolayısıyla, Şaron'un icraatlarına ortaktırlar! Dünyanın gidişatına bakınız ki, ABD halkı da aynı haltı işleyerek George W. Bush gibi bir sığır çobanını (kovboy), dünyanın yegane süper gücü olan ülkenin başına getirmiştir! Aynı durum, dünyanın başkaca ülkelerinde de sıkça olmaktadır. Ama, onların kötülükleri mevzii kalıp, bütün dünyayı ve bütün bir insanlığı etkilemiyor. Bu ikisinin durumu ise, öyle değil; bunlar iş başına geldikleri günden beri, dünyanın tadı kaçmış insanlığın huzuru kalmamıştır! Arafat, bir haftadan beri değil, Aralık ayından beri ablukadadır ve dışarıya çıkmasına müsaade edilmemektedir. Şimdi; ABD ve onun taşeronu olan İsrail, suret-i haktan gözükerek, Arafat'tan Filistinli gençlerin ayaklanmalarını ve işlemekte oldukları eylemlerini takbih etmesi, kötülemesi isteniyor! Yani, Arafat çıkıp; ülkeleri işgal altındaki Filistinlilere 'intifada'yı durdurun, bu yaptığınız çirkin bir iştir diyecek! Bunu açıkça demediği için, ABD, onun terör karşısındaki samimiyetine inanmıyor ve terör destekçisi olarak görüyor. Ülkeleri işgal edilmiş, 50 senedir sürgün hayatı yaşayan milyonla insanı yurt dışına sürülmüş, ekonomisi felç, okullarının diplomaları hiçbir yerde geçmeyen; özet olarak hayattan ümitlerini kesmiş bir milletten böyle bir tavır nasıl istenebilir? Arafat da diyor ki; iyi de; bunu neyin karşılığı olarak söyleyeceğim. Bana ve ülkeme hangi güvenceyi veriyorsunuz? Barış adına, şimdiye kadar yapmış olduğumuz çalışmalar ve bu cümleden olarak, benim ülkemin tanınması ne oldu? İsrail, işgal ettiği Filistin topraklarından çekilmeyi taahhüt ediyor mu? Bunların hiç birisi yapılmamışken, benim böyle bir davranış içine girmem, hem kendimi ve hem de Filistin davasını bitirir. Daha doğrusu, beni kimse dinlemez! Meseleye vicdan sahibi insanlar olarak baktığımızda; tarafsız bir değerlendirme ile hangi taraf haksız? Hangi taraf terörist? Ama, neylersiniz ki, ipin ucu Bush'un elinde ve aynalar ters gösteriyor!