Avrupa sınavda!

A -
A +

Bizi 40 yıldır kapısında bekletmekte olan Avrupa, 12 Aralık'ta büyük sınavını verecek ve bu sınavın sonunda; onun bize bakış açısı, yani ikiyüzlü olup olmadığı bütün çıplaklığı ile gözler önüne serilecektir. Bilindiği üzere; bu güne kadar birçok sınavdan başarısız çıkmasına rağmen, biz de ev ödevlerimizi zamanında yapmayarak, bu suçun sonuçlarına birlikte katlanmıştık! Zira biz de sütten çıkmış ak kaşık değildik! Gene değiliz ama; Avrupalı dostlarımız da biliyor ki, Türk insanı AB'ye girmek için kesin kararlıdır. Aynı kararlılığı taşıyan bir siyasi parti, tek başına iktidara gelmiştir. Dolayısıyla, Avrupalıların; 'Çıkardığınız ve çıkarmakta olduğunuz kanunları, fert ve cemiyet hayatınızda yaşatın ve yaşayın da bir görelim' demelerinin haklı yanı kalmamıştır. Zira, mevcut hükümet; eskiden (koalisyonlarda) olduğu gibi her kafadan ayrı seslerin çıktığı ve hükümeti teşkil eden her bir partinin aynı konuyu ayrı istikametlere çektiği bir görünümden uzaktır. Yani verdiği sözü, aldığı kararı uygulamak zorundadır. Bunda hem bahanesi yoktur, hem de suçu üzerine atabileceği bir ortağı söz konusudur. Hele; aynı Avrupa Kıbrıs'ın yalnızca Güney kesimini Birlik içine alır; Kuzey'ini dışlar ve Türkiye'ye de müzakere tarihi vermezse; bu halde, sepeti koluna herkes yoluna demekten başka çare kalmıyor demektir! Bu durumda, yani Avrupalının aymazlığı ve aç gözlülüğü yüzünden Kuzey Kıbrıs, ister istemez Türkiye'nin kucağına itilmiş olur ki; meydana gelecek entegrasyondan tamamen Avrupa sorumlu olacaktır! Bilindiği gibi, Kıbrıs'ta taraflar; özellikle Türk tarafı Annan Planı üzerindeki çekincelerini, müzakereye açık olmak üzere BM'ye bildirmişir. Türkiye'nin endişeleri iki ana noktada toplanmaktadır. Bunlardan birincisi, Güney'den Kuzey'e göç meselesi; bir diğeri de, Plan'da sunulan iki ayrı haritadır. Diğer hususlar, her iki tarafça teferruat olup, bunların müzakere yoluyla halledilmeleri pekala mümkün gözükmektedir. Dikkat edilirse Plan önce; tarafların imzasına sunulmuş ve ilk planda buna karşı itiraz yapılamayacağı açıklanmıştı. Rauf Denktaş'ın ve Türkiye'nin dik durması sonucu geri adım atılmış ve 'kayd-ı itiraz' kabul görmüştür. Bütün bu gelişmelerden anlaşılıyor ki, Kıbrıs'ta mutlu bir sona doğru gidilmektedir! Yeter ki BM, sorunun çözümü yönünde samimi olsun ve taraf tutmasın! Kuzey'e olduğu kadar Güney'e de baskı yapsın! O vakit; yani yukarıdaki iki ana mesele de Türkiye'nin istediği şekle sokulabilirse; Kıbrıs bütün olarak Birliğe dahil edilir ve Türkiye'ye de müzakere tarihi verilir. 58. Cumhuriyet Hükümeti, iyi niyetinin bir göstergesi olarak AB'ye uyum paketini Meclis'e sevk ediyor. Türk Hükümetinin bu ilk icraatından, kararlılığını ve samimiyetini anlamak lazım! Bunu da anlamıyorlarsa, demek ki bize karşı art niyetliler. Zorla güzellik olamayacağına göre; kendileri bilir!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.