Azınlığın tahakkümü

A -
A +

Anayasa Mahkemesi, Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda Meclis'te toplanma yeter sayısı için öne sürülen "367" sayısı için gerekçeli kararı nihayet (58 gün sonra) açıkladı. Açıklanan gerekçe de tıpkı verilen karar gibi hukuki olmaktan ziyade siyasidir. Bu karar ve gerekçe ile 1982 Anayasası'nın ruhuna aykırı işlem yapılmış ve adeta 1961 Anayasası'na dönülmüştür. Halbuki, hatırlanacağı üzere;1982 Anayasası anılan seçimi kolaylaştırmak için yapılmıştı. Nitekim, yeni bir anayasa yapmanın gerekçelerinden biri de bu idi. Meclis, onca toplantılara ve seçim turlarına rağmen, cumhurbaşkanını seçememiş ve bu yüzden askeri yönetim idareye el koymuştu. 367 sayısı şartı var Peki, acaba şimdi yapılmak istenen nedir? Anayasa Mahkemesi bu kararıyla, kendisini yasama gücünün yerine koymuş ve cumhurbaşkanlığı seçimini adeta imkansızlaştırmıştır. Çünkü, 1982 Anayasası, Meclis'in teşekkülünden sonraki (20 gün) içinde cumhurbaşkanı seçilemediği takdirde, "derhal" seçime gidilir hükmünü amirdir. Bir yandan Meclis'in toplanıp açılabilmesi için 367 sayısı şartı var; diğer yandan da cumhurbaşkanını seçemediği takdirde (nasıl seçecekse!) derhal seçime gidilecek. Demek ki, 3-4 parçalı bir Meclis oluşumu halinde her üç ayda bir genel seçimleri yenileyeceğiz! Nitekim, bu cümleden olarak Anayasa Mahkemesi üyesi Haşim Kılıç: "...Demokratik hayata ara verilmesine neden olan bu duruma çözüm üretmek amacıyla yeni Anayasamızın 96. ve 102'nci maddelerinde gerekli düzenlemeler yapılmıştır. Daha seçimin başında üçte iki toplantı nisabını aramak, 1961 Anayasasında sorun olmuş bir konuyu çözmek, kolaylaştırmak değil, daha da ağırlaştırmaktır. 1982 Anayasasını yapanların iradesi bu değildir. Cumhurbaşkanlığı seçimleri bundan sonra istenen toplantı nisabıyla daha büyük sorunların kaynağı olmaya adaydır. Tam da bu noktada demokratik hayat, yerini daha ağır kaoslara bırakmak gibi hiç de düşünülmeyen sonuçlara neden olabilecektir!" demektedir ki, el-hak doğrudur. Çoğunluğun mahkûmiyeti Anayasa Mahkemesinin, Meclis toplantı nisabını üçte iki yani 367 olarak belirlemesi, daha açık ifadesiyle çoğunluğun azınlığa mahkûmiyetidir. Örneğin; sizin partiniz 360 milletvekili çıkaracak, bu sayı ile bile Meclis'i toplayamayacaksınız. Meclis'te cumhurbaşkanı seçimlerini görüşebilmek için en az 367 üyenin hazır bulunması gerekiyor. Bunun için; 360 milletvekili çıkaran en büyük parti, 7 (sadece yedi) milletvekili çıkaran partinin kapısına gidecek ve arzularını soracak! Yedi kişilik partinin arzusu istikametinde cumhurbaşkanı seçilebilecek! Ne diyelim; hukuk adına böylesine garabet ancak bizim ülkemizde yaşanabilir!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.