30 senedir içine düştüğümüz terör belasından kurtulmak için; mevcut AK Parti iktidarı çok önemli adımlar attı ve atmaya devam etmektedir. Dile kolay; çeyrek asrı aşan bir süredir devam eden bu bela; içte ve dışta âdeta bir 'endüstri' oluşturdu. Bu kandan beslenen hainler, değil terörün bitmesini istemek; bilakis artması için ellerinden geleni artlarına koymayacaklardır. Ne vakit barışa doğru bir adım atılsa; ses getirici büyük eylemlerle bunu engellemeye çalışırlar. Bugüne kadar hep böyle oldu; bundan sonra da olmaya devam edecektir. Nitekim; bu barışı bugün için gerçekleştirebilecek yegane siyasi irade AK Parti iktidarında ve onun lideri Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'da bulunmaktadır. Başbakan Erdoğan da siyasi geleceğini riske ederek; milletimizi bu beladan kurtarmaya çalışmaktadır. Bu cümleden olarak; 'Millî Birlik ve Kardeşlik Projesi'ni geliştirip tatbik mevkiine koydu. Oslo görüşmeleri sürecinde alınan kararların; Habur girişimleri ile baltalanıp hayata geçişi engellendi. İmralı ile yeni bir süreç başlatıldı ve Başbakan; 'Silahı bırak, ülkeyi terk et!' telkininde bulundu ki, mahut çevrelerin cevabı gecikmedi. Önce yüzü aşkın teröristin karakol baskını ve ardından Paris'teki infazlar... Bu eylemle Başbakan'a cevap veriliyor ve teröristlere âdeta şöyle deniliyordu: Silahı bırakıp ülke dışına çıksanız bile, orada infaz edilmeniz kaçınılmazdır! Şu hâlde; asla silahı bırakmayın ve eylemlerinize devam edin! Devletin içinde nasıl derinleri mevcutsa, tıpkı onun gibi; terör örgütünün içinde de çeşitli derinlikler mevcuttur ve onlar, barışa darbe indirmekten asla vazgeçmeyecektir. Ve bu iki taraftaki derinliklerin, zaman zaman el ele tutuşup birlikte hareket ettiklerini de biliyoruz. Bütün bunlara ve olacak olumsuzluklara rağmen bizi barışa götürecek yegane unsur; siyasi iradenin bu konudaki kararlılığıdır. Bu kararlılık; millet sevdalısı olan Başbakan'da ve onun siyasi kadrolarında mevcuttur. Terör, nasıl ki yalnızca Başbakan'ın ve başında bulunduğu siyasi iktidarın meselesi değilse; onu ortadan kaldıracak yegane güç de, tek başına Başbakan ve onun iktidarı değildir. Bir o kadar da muhalefetin ve diğer sivil toplum teşkilatlarının ve toplumun her bir ferdinin meselesidir ve terörü bitirecek de bütün bunların ortak iradesidir. Ortak sorumluluğumuzdaki barışa gerekli özenin ve duyarlılığın gösterilmesi, herkesin boynunun borcudur. Gerçekleştiğinde de, şerefi, herkese ait olacaktır. Bu iradeyi sergilemeyenler de, millet ve tarih önünde sorumluluktan kurutulamayacaktır.