Siyasi çevreler dikkatlerini; AK Parti'nin tüzüğündeki, devamlı olarak milletvekilliğini üç dönemle sınırlayan maddeye çevirmiş durumda. Bu konu düşünülüp karar altına alındığında üç dönemlik milletvekilliği süresi 15 yıldı ve epeyce uzun görüldü. Daha sonra bu süre 12 yıla indirildi ancak; 12 de olsa, 15 de olsa; zamanın su gibi akıp gitmekte olduğu görüldü. AK Parti bu uzunca süreyi iktidarda geçirdiğinden kadroları devlet yönetiminde epeyce tecrübe edindi. Başta bakanlar olmak üzere yürütmede (hükümette) ve yasamada (Meclis'te) en tecrübeli kadrolar, hep AK Parti'nin elinde oldu. Parlamentodaki milletvekili kadroları her dönemde yüzde 60 oranında değiştirilip yenilenmesine karşın; Başbakan'ın etrafındaki en yakın halkayı oluşturan bakanlar kurulu üyeleri devamlı olarak hem milletvekili ve hem de bakan yapıldı. Görünen o ki, önümüzdeki seçimlerde; yetişmiş ve onca tecrübeli bu zevattan yalnızca Başbakan; o da yukarıya (cumhurbaşkanlığına) çıkacağından, kalacak; diğerleri ise tamamen siyaset dışında kalmış olacak! Başbakan Tayyip Erdoğan'ın dışındaki hiçbir siyasi lider, büyük riskler taşıyan böylesi bir kararı almaz ve alamaz. Nitekim; ne bizde ve ne de dışarıda böyle bir siyasi kararın örneği yoktur. Tayyip Erdoğan Bey'i yakinen tanımamış olanlar; şimdilik bu kararı alalım; nasılsa zamanı gelince düzeltiriz; yani vazgeçeriz diye düşünmüş olabilirler. Ama, kazın ayağının hiç de öyle olmadığını görüyorlar. Zira, Tayyip Erdoğan verdiği sözden asla dönmeyen bir şahsiyettir. Zaten iktidarı boyunca yapıp-ettiklerine bakın; hemen hepsi bir ilktir ve bunlar gibi başkaca örneklerine hiç rastlanmaz. Peki; Tayyip Erdoğan, herkesi hayrete düşüren böyle bir kararda neden ısrar ediyor? Kanaatimizce bunun iki sebebi vardır. Birincisi; siyaseti meslek olmaktan çıkarıp, tamamen millete hizmet aracı olduğunu; dosta-düşmana anlatmak ve böylece önemli bir ezberi bozmak. İkincisi ise; arkadan gelenlerin önünü açıp; siyaseti yeniden ve herkese özendirmek. Malum; yapılan onca askerî darbe ile siyaset lanetlenmiş ve aklı başında olan her kesimden insan; siyasete ve siyasetçiye mesafeli olmuştur. Siyaset mağduru onlarca yetişkin insan; evlatlarına siyasetten uzakta kalmalarını vasiyet etmeyi görev bilmiştir. Böylece; siyasete girecek kadroların kaliteli olmaları hedeflenmiştir. Ayrıca; millete hizmet yolunun yalnızca siyasetten geçmediği; başkaca yolların da olduğu gösterilmiştir...