> New York Devlet ve millet hayatımızda hayatî derecede önemli meseleleri sümenaltı yapmakta üstümüze yok! Hatırlayın daha düne kadar; bu ülkede "Kürt" kelimesi yasaktı! Şimdi de Başbakan bu meseleyi dillendirdi diye malum kesimler hop oturup hop kalkıyor. Mesele, dillendirilmedi de ne oldu? Halli cihetiyle bir adım mı atılabildi; yoksa, için için oluşarak, karşımıza devasa boyutlarda mı çıktı? Nasıl çıktığını; nerelere mal olduğunu halen de nelere mal olmakta olduğunu hep birlikte görmekteyiz. Vatanseverlik tartışılamaz. Kimse kimseden az ya da çok vatansever değildir. Vatan sevgisi lafla olmaz; vatana hizmetle olur, kim, bu vatan ve millet için birşey yapıyor, taş üstüne taş koyuyorsa gerçek vatanseverdir. Her zaman olduğu gibi; ağzı olan konuşuyor. Terör konusunda da öyle.. Milletimiz, dün olduğu gibi bugün de hadiseleri dikkat ve ibretle izlemektedir. Dün, Sağ-Sol dediler gençliğimizi birbirine düşürüp kırdırdılar! Bataklığı kurutmalı Yine Alevî-Sünnî dediler; milleti birbirine düşürdüler! Aynı oyun, bu kez Türk-Kürt ayrımcılığ yapılarak oynanmak isteniyor. Bakınız; görmezlikten ve duymazlıktan geldiğimiz bu konu bugün nerelere geldi ve bizi nasıl tehdit ediyor? Kafayı kuma gömme politikaları hadiseyi yalnızca teröre indirgeyerek; terörle mücadele ederek işin üstesinden gelineceğini sanmak yanlışların en büyüğü olmuştur. Terörle elbette mücadele edilecektir ama, bataklığı kurutamadıktan sonra neye yarar? Otuz bin insanımızı bu terör belasına verdik; geldiğimiz nokta sil baştan olmuyor mu? Kürt olayı sadece Türkiye'nin içine has bir hadise değildir. Sınırlarımızın ötesindeki üç ayrı devlette bizden daha şumullüdür. Ayrıca bu olay, dünya kamuoyuna mal olmuş ve maalesef çeşitli ülkelerden, hem de bizim dost ve müttefiki olduğumuz ülkelerden destek ve himaye görmektedir. Hadisenin siyasî olduğu kadar, sosyolojik, kültürel ve ekonomik boyutları vardır. Öncelikle mesele; Doğu ve Güneydoğu halkıyla terör örgütünü ve teröristleri ayırmaktır. Bunun için de, ne yapıp edip halkı kazanmamız gerekmektedir. AK Parti'ye gelinceye kadar, bu yöre halkı Ankara partilerine gerekli teveccühü göstermemiştir. Daha açık ifadesiyle siyasi partilerimiz bu başarıyı sağlayamamışlardır. Kutlamamız gerekir İlk defa AK Parti çok önemli bir başarıya imza atarak, tıpkı Türkiye'nin diğer bölgelerinde olduğu gibi, Doğu ve Güneydoğu'da da oyların yüzde otuzundan fazlasını alabilmiştir. Siyasi gözlemciler tarafından gözardı edilen bu husus gerçekte çok önemli bir göstergenin ifadesidir. Bu şans iyi değerlendirilmelidir. Muarızı olsak bile AK Parti'yi bu başarısından dolayı kutlamamız gerekmektedir. Bu durum olmasaydı, yöre halkı mahut partide yoğunlaşıp bloklaşıyordu. Bu ise, daha büyük sıkıntıları beraberinde getirebilecekti. Kozlarını aldı İşte; Başbakan Tayyip Erdoğan "Kürt sorunu" diyerek mahut partilerin elinden bu kozlarını almış oldu. Doğu ve Güneydoğu halkına sahipsiz olmadıklarını; bu ülkenin tüm vatandaşları ile aynı haklara ve hukuka sahip olduklarını; bundan dolayı da ayrılığa, gayrılığa gerek olmadığını vurguladı. Nitekim aynı konuşmasında "Tek vatan, tek millet, tek bayrak" vurgusunu yapan Başbakanın sözünün bu kısmını almayarak; sahte Bektaşi misali sözün yarım kısmını dillere pelesenk etmek tek kelime ile ayıptır. Yine Başbakanın dediği gibi; "bunların üzüm yemek gibi bir dertleri yok; bunların amacı bağcıyı dövmek!...