Başbakan'ın temposuna can dayanmaz!

A -
A +

Başbakanımız genç sayılır. (50 yaşında Başbakan oldu; şimdi 54 yaşında. Başbakanımızla çocukluk ve gençlik yıllarımız (ortaokul ve lise dönemi) birlikte geçti. Kendileri ta lise yıllarından itibaren aktif siyasetin içindeler. Siyasetçilerde normal metabolizma olmadığını hep işitirdik. Dolayısıyla sergilemiş oldukları yüksek performansları da normal karşılardık. Ancak, Sayın Tayyip Erdoğan'ın sergilemiş olduğu tempoya gerçekten can dayanmaz. Kendisinin birçok yurt dışı seyahatine iştirak ettim. En son, (8-9 Mart 2007) tarihinde Azerbaycan ziyaretleri oldu. Bu seyahatte de yanlarında idim. Başbakan'ın hangi tempoda çalıştığı hususunda bilgi vermesi bakımından, bir günlük programını sunuyorum: Bir dakikası boş geçmiyor 9 Mart 2007 Cuma: 10.45-10.55 Sayın Başbakanımızın Haydar Aliyev Sarayı'na hareket ve varışları. 11.00 - 13.00 1. Türkiye-Azerbaycan Diasporaları Ortak Forumu Resmi açılış töreni (Bu Forumda Başbakan konuşma yapıyor.) 13.00 - 13.30 Başbakanımızın Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sn. Aliyev tarafından kabulü. 13.30 - 13.50 Azerbaycan Cumhuriyeti Başbakanı Artur Rasizade ile görüşme. 14.00 - 15.30 TC Bakü Büyükelçiliği açılış töreni ve büfe öğle yemeği. 15.30 - 16.00 Sangaçal Terminali'ne hareket ve varış. 16.00 - 16.40 Sangaçal Terminali'nde incelemeler. 16.40 - 17.00 Tersaneye hareket ve varış. 17.00 - 17.30 TEKFEN Firması tarafından petrol platformu inşa edilen tersaneyi ziyaret. 17.30 - 17.50 Bakü Türk Anadolu Lisesi ve İlköğretim Okulu'na hareket ve varış. 17.50 - 18.30 Okulu ziyaret. 18.30 - 18.45 Otele hareket ve varış. 19.00 - 19.30 Az TV ile mülakat. 19.45 - 20.00 Başbakanımızın Gülistan Sarayı'na hareket ve varışları. 20.00 - 22.00 1. Türkiye - Azerbaycan Diasporaları Ortak Forumu Gala Yemeği. 22.00 - 22.30 Havaalanına hareket ve varış. 22.30 - 22.40 Ankara Esenboğa havaalanına hareket ve varış. (Uçuş süresi 2 saat 10 dakika; saat farkı: -2) ? Biz ayak uyduramıyoruz Uçakta gazetecilerle 45 dakikaya yakın karşılıklı sohbet. Tabiatıyla program dakik yürümüyor. Ankara'ya indiğimizde vakit gecenin yarısını geçmişti. Biz gazeteciler, Başbakan'a refakat ettiğimiz bu seyahatlerden dönüşte bitap düşüyoruz. En az bir gün dinlenerek kendimize gelebiliyoruz. Başbakan ise, ertesi sabahın köründe aynı yüklü programına bu kez yurt içinde devam ediyor. Her gittiği yerde, ayakta dakikalarca konuşuyor. Geceleri bile rahat bırakılmıyor. Şimdi sorarım size bu tempoya can dayanır mı? Başbakanımızın kendisini düşünmediği belli. Milleti için gecesini gündüzüne katmış koşturuyor. Ama, nereye kadar? İnsanın da bir tahammül gücü vardır. Bu güç aşıldığında fayda yerine zarar verir. Allah (c.c) esirgesin, bu zararı hem kendisi ve hem de millet görür. İşi o raddeye getirmeden, bir orta yol mutlaka bulunmalıdır. Geçmiş olsun ve acil şifalar dileklerimizle...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.