Bayram

A -
A +
Sevgili okuyucularımın mübarek Ramazan Bayramlarını, en kalbi duygularımla tebrik ediyor, iki cihan saadeti diliyorum...
Malum; sevgili Peygamberimizin (aleyhisselam) ve onun; her biri bir hidayet rehberi olan, 'Dört Halife' devrine Asr-ı Saadet denir. Yani ideal insanlar topluluğunun yaşadıkları, mesut dönem.
Kendi nefisleri (ego) için değil; birbirleri için yaşayan bu ideal topluluğun oluşmasında ana saik; sevgidir. Sevgili Peygamberimiz (aleyhisselam); kişinin kendisini değil, kendisi olanları da değil (hanımı, çocuğu, torunu, malı, mevkii...), başkalarını, sırf Allahü tealanın rızası için sevmenin temellerini attı ve şöyle buyurdu: 'Sizler; iman etmedikçe Cennet'e giremezsiniz; birbirinizi de sevmedikçe iman etmiş olamazsınız!' 
... Ve; 'insanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır' mübarek sözlerini, şu billur ifadeleri ile taçlandırmıştır: 'Bir Mü'minin ihtiyacını ifa için bir kimse yürürse, Hak celle ve a'la yetmiş beş bin meleği ona koruyucu kılıp, eğer sabah vakti ise, akşama kadar ve eğer akşam vakti ise, sabaha kadar ona rahmet ile dua ederler. Ve her bir adımını kaldırdıkça, bir günahını mahv eder ve bir derece yükseltirler.' 
Ve, 'Bir mü'min kardeşinin ihtiyacına bir kimse çalışsa, ta ayrılıncaya kadar, Allahü teala her bir adımına yetmiş hasene ihsan edip ve yetmiş günahını mahv eder. Eğer o iş, onun çalışması ile tahakkuk ederse, bütün günahları mağfiret olunup, doğduğu günkü gibi olur. Eğer, o esnada ahirete gitse, hesapsız Cennet'e dahil olur.' 
Ve; "Bir kimse bir Mü'mine bir iyilik yapınca (kalbine neşe verince) Allahü teala, bu iyilikten bir melek halk edip, bu melek hep Allahü tealaya ibadet eder ve tevhid okur.O kimse kabre dahil oldukta, bu melek nurlu ve sevimli olarak, bunun kabrine gelir. O kimseye, 'sen beni bilir misin?' dedikte, sen kimsin diye sual edip, o dahi 'ben senin falan kimseye verdiğin neşe ve sürurum ki, Allahü teala bugün beni seni sevindirmek ve Kıyamet Günü sana şefaat etmek ve Cennet'teki yerini sana göstermek için gönderdi' dese gerektir." 
Her kap içindekini sızdırır. O günkü sevgi toplumunun içinde bu tür düşünceler vardı; öyle yaşadılar ve öylesine mesut ve mutlu oldular. Bugün yaşanılan tüm sıkıntıların kaynağı da; sevgiden uzaklaşan toplumların amellerinin (yaptıklarının) yansımasıdır.
Ne denli mutlu olduğumuz; art arda kutlamaya çalıştığımız 'buruk' bayramlardan belli değil mi?!.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.