Bayrama dair...

A -
A +

Bayramlar, birlikte kutladığımız sevinç günlerimizdir... Merhametlilerin en merhametlisi olan yüce Rabbimiz, kullarını bağışlamak ve günahlardan arınmış olarak kendine çekmek için bazı zamanlara ve mekanlara emsallerine nazaran daha çok kıymet vermiştir. O zaman ve zeminde yapılan tövbeleri ve duaları kabul edeceğini vaat ediyor. Tıpkı Arafat'ta olduğu gibi... Yüz binlerce hacı, Arafat Ovası'nı gözyaşları ile ıslatarak, Yaradanlarına karşı tövbe ve yakarışta bulundu. Analarından doğmuş gibi günahsız bir halde; Allahü teâlânın "Evim" dediği Kâbe'yi tavaf ederek hacı oldu. Orada ve dünyanın dört bir yanında kurbanlar kesilerek; ferman-ı ilahi yerine getirildi. Bugün, büyükler de tıpkı çocuklar gibi şendir. Yaratılış gayesinin sırrı Hayatı paylaşmanın zevki, bayramlarda doruktadır. İlahî ölçü gereği; elbette ki kestiğimiz kurbanların kanı Allahü teâlâya ulaşmaz. Ama, şurası bir gerçektir ki, kesilen hayvanlar, Yüce Rabbimizden olup; tarafımızdan yine O'na kılınmıştır. Dikkat edildiğinde; burada, insanın yaratılış gayesinin sırrına erilir. İnsanoğlu da Allah'tan gelip, yine O'na döndürülmeyecek mi? Söz buraya gelmişken, Esseyyid Abdülhakim Efendi'nin "Bir Üniversiteliye Cevap" risalesinde ifade ettiği mühim hususa vurgu yaparak yazımızı taçlandıralım: "... Hak teâlânın hakimliğini tanıdığınız ve emniyeti bozmayarak çalıştığınız zaman, birbirinizi ne kadar sevecek, ne kadar bağlı kardeşler olacaksınız. Sizin o kardeşliğinizden, Allah'ın merhameti neler yaratacaktır. Kavuştuğunuz her nimet, hep Hakka imanın hasıl ettiği kardeşliğin neticesi ve Allahü teâlânın merhameti ve ihsanıdır. Gördüğünüz her musibet ve felaket de, hep kızgınlığın, nefretin ve düşmanlığın neticesidir. Bunlar ise, hakkı tanımamanın, zulüm ve haksızlık etmenin cezasıdır. Sıkıntıların birinci sebebi! ... Hülasa, insanlığı kaplayan sıkıntıların birinci sebebi, Hakka karşı şirk ve müşrikliktir. İlim ve fen ilerlediği halde, insanlığın ufuklarını sarmış olan fesad karanlığı, hep şirkin, imansızlığın, vahdetsizliğin ve sevişmezliğin neticesidir. Beşeriyet ne kadar uğraşırsa uğraşsın, sevip sevilmedikçe, ıstırap ve felaketten kurtulamaz. Hakkı tanımadıkça, Hakkı sevmedikçe, Hak teâlâyı hakim bilip, O'na kulluk etmedikçe insanlar birbiri ile sevişemez. Hak'tan ve Hak yolundan başka her ne düşünülse, hepsi ayrılık ve perişanlık yoludur..."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.