Besle kargayı, oysun gözünü!

Tarih boyunca devamlı olarak "mazlum" rolünü oynamış bir milletiz. Elimizden geldiğince hemen herkesin yardımına koştuk. Bundan dolayıdır ki, bizim "medeniyetimiz"de insan yüzünü kızartacak tek satır bulmak mümkün değildir. Zira biz, her daim alnımız açık, başımız dik olarak şan ve şeref tabloları ile dolu bir maziden gelmekteyiz. Globalleşen günümüz dünyasında; güç ve kuvveti elinde bulundurup dünyaya nizamat vermek isteyenlerin, insanlık ve medeniyet adına bizim mazimizden öğrenecekleri çok şeyler var! Eğer, iddia ettikleri gibi, gerçekten hak, hukuk ve adalet peşinde iseler; arşivlerden Türk'ün idare şeklini; idaresi altındaki onca millete uyguladığı "adil yönetimi"ni bulup çıkarmak ve onlardan ibret ve ders almaları gerekir. İnsan mayasının topoğrafyasını çizen bir gerçeği Sevgili Peygamberimiz dile getiriyor ve buyuruyor ki: "İyilik ettiklerinizin şerrinden sakınınız!" Bunun manası; iyilik yapılan kişi veya kişiler, bu iyiliğe müstehak ve layık değillerse, yani mayaları bozuksa; iyilik yapana mutlaka kötülükleri dokunur. Halbuki insana yaraşan, verilen nimetin kadrini bilmek ve teşekkür etmektir. Genellikle bu böyle olmuyor; kendi nefsinin zalimi olan insan, küfran-ı nimet içinde olmayı yeğliyor. Biz Türkler, bu hali "besle kargayı, oysun gözünü!" özdeyişi ile özetlemişiz. Ekmeğimizi onlarla paylaştık... Tarih boyu velinimet oluşumuzu bir kenara bırakın; şu son senelerde Kürtlere yaptığımız iyiliklere bir bakın! Daha dün, Saddam bunları toplu katliama tabi tuttuğunda, 1.5 milyonu aşkın insan güruhu ile sınırlarımıza yığıldılar. Kapıları kendilerine açtık ve soframızdakini onlarla paylaştık. Liderleri bulunan Barzani ve Talabani'ye sahip çıkarak kendilerine "Türk pasaportu!" ve belirli aralıklarla külliyetli miktarlarda paralar verdik. İstedik ki hadlerini bilsinler! Ama, görünen o ki, Türkiye'nin kırmızı çizgilerini "kara"ya dönüştürebilmek için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar. Adım adım, sözde bir "Kürt devleti"ne gidişin plan ve icraatlarını yapıyorlar. Belli ki, ağa babaları ABD ve İngiltere'den destekliler! Oysa, oynanmakta olan büyük bir oyunun "piyonu" olduklarını göremiyorlar. Bilindiği üzere; ABD; Kuzey Iraklı 3 bin dolayında Kürdü (bunların Yahudi asıllı oldukları iddia ediliyor!) uçaklarla "Guyam" adasına götürdü. Bunları orada birkaç yıl eğitti. Başta İngilizce olmak üzere her türlü askeri talimden geçirdi. Sonra da bunları, tekrar Irak'a getirerek kendi emelleri için kullanıyor! Halbuki; bu Batı'lı güçler, geçen asrın başlarından beri Kürtlere çeşitli vaatlerde bulunarak; kendilerini bir sürü gailenin içine atmış; Kürtlerin bunca ayaklanma ve kırılmalarına karşılık Batı'lılar hiçbir zaman sözlerinde durmamışlardır. Neticede hep Batı'lıların dediği olmuş; petrol ve stratejik bölgelere kendileri yerleşmiş bu amaçlar için; çeşitli sözler verip kullandıkları Kürtler ise, devamlı olarak avuçlarını yalamışlardır. Aynı oyun yine sahnededir. Yine iddia edildiğine göre; Saddam'ı yakalayan Kürtler, onun başına karşılık Kuzey Irak için "federasyon" şartını iler sürmüşler ve bu şart muhataplarınca uygun karşılanmış! Bu cümleden olarak, Barzani de nihayet ağzındaki baklayı çıkarıyor ve bin yıllık Türkmen Yurdu içi, "Kerkük bizimdir" diyebilme cür'etini gösteriyor! Türkiye'ye açılan tek kapı... Türkiye, kendi güvenliği için, aleyhine gelişebilecek bu tür söylem ve icraatlara asla müsaade etmemeli; çok geç kalınmış "OVAKÖY KAPISI"nı açma projesini bir an önce hayata geçirmelidir! Malum, Irak'la şimdilik tek kapımız; Kürt bölgesindeki Habur Sınır Kapısıdır. Halbuki OVAKÖY, Türkmen bölgesinden Türkiye'ye açılmaktadır. Yarın, öbür gün; Türkiye veya Türkmenler bir tehlikeye maruz kaldığında, bu kapıdan içeriye girerek, gerekli tedbirleri alabiliriz! Ayrıca, Kuzey Irak'ta bulunan Türk askeri varlığı hiçbir şekilde ve şartta geriye çekilmemeli, oradaki olayları ve muhtemel gelişmeleri yakından takip etmelidirler.