Süleyman Demirel'in Türk siyasetindeki etkinliğini kimse inkar edemez. Bu durum dün de böyleydi ve maalesef diyelim; bugün de böyledir. Maalesef dememizin sebebi; Cumhurbaşkanlığı da yapmış böyle bir şahsiyetin, bundan böyle aktif siyasete karışması ve 'Bir bilen!' rolüne soyunması gerçekten yadırganıyor. 83 yaşına gelmiş bir pir-i faninin siyasetin labirentlerinde; bazılarının lehine, bazılarının ise aleyhine kulisler çevirmesini, en azından vaktiyle kendisine gönül verenler yerinde bir hareket olarak görmüyor. CHP'nin yanında yer alıyor Süleyman Bey, sevaplarıyla ve günahlarıyla kendisini istikbalin tarihçisine emanet etmelidir. O, bunu yapmıyor. Üstelik, bir ömür boyu mücadele ettiğini söylediği CHP'nin yanında yer alıyor. CHP'nin değirmenine su taşıyor. İşte bu hal, vaktiyle kendisine gönül bağlamışları derinden üzüyor. Gecen hafta (perşembe günkü) yayınlanan bir makalemde; Süleyman Demirel'in Celal Bayar'la aynı çizgide bulunduklarını ve her ikisinin de gerçekte CHP'li olduğunu yazmıştım. Bugün bunu biraz daha açmak istiyorum. Sene 1959; Celal Bayar, Adnan Menderes başkanlığındaki Bakanlar Kurulu'na başkanlık edecektir. Cumhurbaşkanı Celal Bayar henüz gelmeden Menderes ve arkadaşları kendi aralarında, gençlik konusunda dertleniyorlardı. Öyle ya, Halkevleri CHP'nin gençlik teşkilatı gibi çalışıyor ve partiye taban oluşturuyordu. Ama gelin görün ki, on seneye yakındır iktidarda bulunan DP'nin böyle bir girişimi olamamış ve adeta kendi nesillerini yetiştirmek yerine kendi elleriyle boğmuş oluyorlardı. Bu durumu da aynen bu cümlelerle dillendiriyorlardı ki, Cumhurbaşkanı içeri girer ve ne konuştuklarını sorar. Merhum Menderes, gençlik konusundaki kaygılarını ve o anda konuştuklarını kendisine arzedince, Cumhurbaşkanı birden ciddileşir ve asık bir suratla; 'Bahsettiğiniz o gençlik konusunda ben tam bir CHP'liyim! Başka bir gençliğin yetiştirilmesine lüzum yoktur!' der ve Bakanlar Kurulu'nu terkeder. Sanırım Celal Bayar'ı anlamışsınızdır, sevgili okuyucularım. Süleyman Demirel, DSİ Genel Müdürü iken AP'nin genel başkanlığına getirilmiştir. Getirilirken de Türkiye'de kızılca kıyametler kopmuştu. Yine onun yüzünden Türkiye'nin en gizli derneği tam ortasından ikiye bölünmüş ve bu bölünmüşlük bugün de el an devam etmektedir. Demem o ki; AP, DP'nin devamı idi ancak başındaki Süleyman Demirel, Adnan Menderes'in değil, Celal Bayar'ın müdavimi idi. Süleyman bey, bu durumunu gizlemiyor. Bugün bütün çıplaklığı ile bu halini, her türlü tutum, davranış ve söylemiyle açıklıyor. O'nun gerçek yüzünü bilmeyenler için garip gelecektir ama; gerçekleri de bilip onlara teslim olmaktan gayri çaremiz var mı? 'Nurlu Süleyman' sloganları atıyorlardı Bakınız bendeniz Süleyman Beyden bir kesit anlatayım. Biz, aile geleneği olarak DP çizgisinden geliyoruz. Rahmetli babam koyu bir Menderes'çi idi. Tabiatıyla DP kapatılıp yerine AP kurulunca, ister istemez AP saflarına geçilmiş oldu. Süleyman Demirel, genel başkanlığına getirildi partiyi daha tanımadan seçimlere gidildi ve AP tek başına iktidara geldi. (1965) Hemen birkaç sene sonra, bizim evin arkasında; Türkiye'de ilk defa özel sektöre ait bir bira fabrikası kuruldu. Süleyman Demirel, Başbakan olarak bu fabrikanın açılışına gelmişti. Bendeniz henüz 13 yaşlarında idim. Evimize çok yakın olduğu için, ben de olay mahalline gittim. Halkımız o kadar bihaberdi ki, daha biranın alkollü olup olmadığının dahi farkında değildi. Bunu, o gün gözlerimle gördüm. Şöyle ki: Ak sakallı, takkeli hacı amcalar, fabrikanın girişinde tek sıra yapılmış; geçen herkesin eline bir bira şişesi tutuşturuluyordu. Kimileri şişeyi hemen orada açıp kafaya dikiyor ve hep bir ağızdan: 'Nurlu Süleyman' sloganları atıyorlardı! Aynı Süleyman Demirel'i milletimiz çok iyi hatırlayacaktır. AP mitinglerinde ilke yapılan işlem: bayrağa sarılı Kur'an-ı kerimi öpüp alnına getirmesi idi! Onun bu halini gören kalabalıklar, yine yeri göğü inleterek slogan atarlardı: 'Müslüman Türkiye! Müslüman Türkiye!' İşte bu Süleyman Demirel, bugün de milleti aynı yerde kalmış zannederek, cumhurun başkanlığına soyunmak istiyor! CHP lideri Baykal'ı ikna ederek; bir seçim vukuunda desteğini istiyor ve sağlıyor. Doğrusu biz bu habere hiç şaşırmadık. Deniz Bey Süleyman Demirel'den daha koyu bir CHP'li bulup o makama çıkartamaz!