Bir Özal vardı diyeler... -1-
17 Nisan 2013 01:00
8. Cumhurbaşkanımız Turgut Özal'ı 20 sene önce (1993), bugün kaybettik... Fiili olarak; demokratik hayata gcçtiğimiz 1950'den beri gelip geçen tüm iktidar mensupları, sistemi değiştirmek adına; idare-i maslahatçılıktan öte bir şey yapmamışlardır. Diğer bir ifade ile, ölü yüzüne pudra sürmekle yetinmişler ve asla milletin gerçek iktidarı olamamışlardır.
Millet, CHP'nin karşısında yer alan (!) partileri oy vererek onları iktidara taşımış ancak; bu partiler hiçbir zaman muktedir olamamış; gerçek iktidar makamında hep CHP'yi ve CHP zihniyetindeki bürokrasiyi olduğu gibi muhafaza etmişlerdir.
Çünkü; bütün iktidarların önünde; millet adına bir şeyler yapmaya çalışan ve bunun bedelini darağacında sallandırılarak ödeyen şehit Adnan Menderes örneği vardı!
Siyasetçinin devamlı olarak taşımak zorunda olduğu iki gömleğini (bayramlık-idamlık) dillendirmelerine rağmen; mahut zevat, yanlarında hep bayramlık gömleklerini taşımayı yeğlemişler; millet adına risk almayı akıllarının ucundan dahi geçirmemişlerdir.
40 yıl, bir millet aldatılabilir mi?!. Süleyman Demirel, CHP'nin karşısında olduğunu söyleyerek; tam kırk yıl bu milleti aldatmış ve milletten CHP'nin karşısındaki parti olarak oy almıştır. Halbuki Menderes'i asan askerî zevat; CHP'yi iktidara getirip; onun lideri İnönü'ye: 'Paşam! Senin emirlerin bize Peygamber buyruğudur!' derken; (Peygamber buyruklarından çok da anlarlar ya!!!) karşısında kurulan AP'nin başına Süleyman Demirel geçince, aynı kişiler derince bir nefes almış ve '... o bizim çocuk; orası da bizden' demekten kendilerini alamamışlardır!
Kaderin acı tecellisine bakın ki, 40 yıl aldanan milletin kahir ekseriyeti, gafletiyle aldanırken; çok az da olsa bir kısım şuurlu zümre ise, bilerek aldanmak zorunda kalmıştır! Çünkü, CHP'ye alternatif olarak kurulan başkaca partiler, ya milletin güvenine mazhar olamamış veya 'fitne'ye sebep olmaktan öte bir işe yaramamışlardır!
Bu da demek oluyordu ki; milletin, CHP zulmü altında çekecekleri henüz bitmemişti!
İster sandıkla, ister ihtilallerle iktidara gelinsin; her gelen CHP'nin borusunu çalmış ve bu yüzden; gerçek demokrasinin kokusu bile, bu ülke sınırlarından içeriye girememiştir.
Asker cumhurbaşkanları ile, vesayet anayasaları ile, oligarşik bürokrasi ile ve göstermelik; sade suya tirit cinsinden mukavvadan hükümet ve onların piyon başları, başbakanlar eliyle; seneler senesi bu millete, demokrasi adına tiyatro, hem de çadır tiyatrosu oynattırılmıştır!
Ta ki; şeklen de olsa, demokrasimize üçüncü askerî müdahaleden sonra; ilk serbest seçimle iktidara gelen ANAP ve onun lideri Turgut Özal başbakan oluncaya kadar. Demokrasi hayatımızda Özal; gerçek demokrasiyi millete tattıran ve milletin iktidarını millete veren insandır. Zira o, milletin değerlerine sahip; samimi bir mü'mindi. Fikri, dili ve gönlü birdi.
Partisini kurarken en zoru başararak işe koyuldu...