Turgut Özal'ın 1983'te kurup iktidar yaptığı Anavatan Partisi, geçen hafta sonu Doğru Yol Partisi ile birleşerek tarih oldu. 26 senelik hayatı ile Türkiye siyasetinin on senesine mührünü vuran bu hareket kolay unutulmayacaktır. Hele, bu hareketin mimarı olan merhum Turgut Özal, hiç mi hiç unutulmayacaktır. Zira Özal, Türk demokrasisi için gerçek bir milattır. Türk insanı, Özal sayesinde kendini ve dünyayı tanıdı! Evet; abartmıyorum; Özal gelmeseydi ve bir dizi zihniyet inkılaplarını gerçekleştirmeseydi, Türk insanı çağını yaşıyor olamayacaktı! Türk toplumuna, demokratik anlamda ilk açılımı gerçekleştiren lider Özal'dı. Bugün, yeni açılımlardan bahsediliyorsa ve yarınlarda da bahsedilebilecekse bu, tamamen Özal'ın açtığı çığır sayesindedir. İki partinin kendilerini feshedip Demokrat Parti'de birleşmeleri haberini bir gazetemiz; 'Özal'ın mirasını bitirdiler' başlığı ile verdi. Kim bitirdi diye soracak olursanız; benim cevabım, Süleyman Demirel ile Mesut Yılmaz olur! Süleyman Demirel, Özal'dan intikamını, ölümünden 16 sene sonra aldı! Halbuki, kongre salonunu, her ikisinin birlikte fotoğrafları süslemekteydi! Ve, bunun adına da siyaset deniyordu. DP'nin başına geçebilecek en güçlü (!) adaylar: Mehmet Haberal, Mesut Yılmaz ve İlhan Kesici olarak gözüküyor. Şimdiki genel başkan olan Hüsamettin Cindoruk, kongrede yaptığı ve çeşitli vesilelerle dillendirdiği şekliyle, âdeta partiyi bitirmekle görevli! Bir ömür boyu, giriştikleri tüm siyasi hareketleri bitirmeleri yetmezmiş gibi!.. Ergenekonculuğa soyunan Cindoruk, darbe girişimlerini değerlendirirken, Erbakan gibi 'faso fiso!' demeye getirdi. Üstüne üstlük, 'darbe mağduru' rolünü oynayarak! Belli ki, Özal'ın kemikleri mezarında kan terliyor! Kanaatimizce tüm bu gayretler beyhude, zira; ağlayanın malı gülene kâr etmez!!!