Demokratik ülkelerin ne idüğünü gösteren en iyi boy aynası, o ülkelerin medyasıdır. Yazılı veya görsel medyayı, yalnızca bir günlüğüne incelemek; insanların ve özellikle yönetici konumundaki insanların nelerle ilgilendikleri ve neleri konuştukları hakkında yeterli bilgiyi verir. Türkiye'mizi diğer demokratik ülkelerle mukayese ettiğimizde, ülke olarak tek başına kaldığımızı ve bizim gibi başkaca bir örnek olmadığını görürüz. Bizim medyamızın bizzat uğraştıkları var; bir de bizim insanımızın uğraşılarını ve beyanlarını haber olarak görüp değerlendiren ve kendisine göre bir bakışla haber olarak veren medya kuruluşlarımız var. Bütün bunları görüp değerlendirdiğimizde; ya oradakiler medya değil, ya bizdekiler! Hatta, ya oralardakiler insan değil, ya da biz insan gibi bir uğraş içinde değiliz! Bir kere, bu ülkede hiç kimse kendi işiyle gücüyle uğraşmıyor; varsa yoksa başkaları ve onların işleri.. İğneyi bir kerecik olsa kendisine dokundursa, Hanya'yı-Konya'yı görecek ama.. Toplumun önüne düşen ve onu çekip çevireceğini iddia eden koca(!) siyaset ve devlet adamlarına bakın; konuştukları mevzulara dikkat edin; ne denli boş ve beleş işlerle zaman harcadıklarını ve önderi oldukları topluma da aynı şekilde zamanı harcattıklarını görürsünüz. Tek bir gün yurt dışına çıksanız ve oralardaki insanların ne konuştukları ve ne yaptıklarına baksanız; oradaki devlet ve siyaset adamlarının ne konuştuklarına ve ne yaptıklarına dikkat etseniz; 'eyvah! yazıklar olsun!' demekten kendinizi alamazsınız. Siz biliyor musunuz ki, bu toplum ve bu medya; evlere şenlik bir ana muhalefet lideri yüzünden 'siperde çömelen başbakan istemiyorum' zırvasını tam yirmi gün tartışıp durdu. Sonra da gidip, aynı siperde boy fotoğrafı vererek kahramanlığını (!!!) gösterdi. Halbuki adı üzerinde siper: Arkasında veya içinde saklanılması gereken yer olup, burada ayakta durulamayacağını en ebleh ve en ahmak insanlar dahi bilir! Bu milletin enerjisini boşa harcamakla neye ve kimlere hizmet ediliyor?