Böyle siyaset olmaz olsun!

A -
A +

Siyasetin böylesine ne demeli? Halkını kandırmayan, halkının gözünü boyamaya çalışmayan ve halkını toplum mühendisliği oyunları ile yönlendirerek ona dayatmayan demokrasi özlemi içindeyiz! Zira, bütün dünyada demokrasi halk için ve halkla birlikte yapılır. Yalnızca bizde; ne menem demokrasi ise, halka rağmen ve halktan kopuk ve habersiz yapılır. Tabir caizse, bizim demokrasimizde halk hasta kabul edilir, siyasetçi ve bürokrat da doktor! Dolayısıyla, verilecek ilaç ve tatbik edilecek tedavi usulü hastaya sorulmaz! Merkezi idare çöktü; hiçbir işin altından kalkamıyor. Bu durumu kendileri de görüyor; buna rağmen ne kendi yapabiliyor, ne yerinden yapılabilmesine müsaade ediyor! Parlamento, büyük bir hevesle Mahalli İdareler Kanunu'nu çıkarmaya girişti; baktılar ki, belediyeler Fazilet Partisi ile HADEP'in elinde; derhal, kanunu dondurmaya terk ettiler! Bu nasıl siyaset anlayışıdır ki; Meclis'inin duvarında: 'Hakimiyet, kayıtsız şartsız milletindir' yazmasına rağmen, değil hakimiyette, özel yaşantısında bile, millete bir şey sorulmadığı gibi, baskıyla dayatılır! Samimi olabilmek için; ya o levhayı Meclis'in duvarından kaldırın, ya da sistemin adını koyun! Millet de ayağını yorganına göre uzatsın! Adına hem demokrasi deyip, hem milleti dışlayacaksanız ve üstelik, kendi doğrularınızı millete zorla dayatacaksınız; bunun neresi demokrasi? Burada, yalnızca siyasetçi ile bürokratı suçlamamak lazım. Milletin de büyük günahı ve vebali var bu işte! Böyle şakşakçı millete; önüne her geleni alkışlayan, kendisine ne yapılırsa yapılsın, ses çıkarmayan millete müstahaktır! Fiilen savaşa giren devletlerde böylesine bir ekonomik kriz yaşanmıyor. Nerede bu ülkenin milleti? Kepenk kapatan esnaf nerede? Ürünü para etmeyen çiftçi nerede? İşten çıkartılan işçi nerede? Çekleri, senetleri dönen, fabrikasının kapısına kilit vuran iş adamları nerede? Ham madde ithali yapamadığından üretimini durduran sanayici nerede? Asgari ücrete 4 milyon lira zam yapıldı; bununla asgari ücretlinin eline, aylık 106 milyon lira geçecek! Devletin resmi istatistiklerine göre, aylık zorunlu gider 259 milyon lira! Asgari ücretlinin brüt maaşı, yeni zamla birlikte 145 milyon lira! Sigorta primini alan devlet, nedense işçiye geçinmek için reva gördüğü bu 145 milyon lirayı beğenmiyor ve en az 210 milyon lirayı baz alarak prim kestiriyor! Kısaca; çalışanı, çalışmayanı, işçisi, iş vereni, memuru, çiftçisi, emeklisi, dul ve yetimi ile bütün bir millet geçim derdinde ve kahir ekseriyetiyle aç! Bunların müsebbibi politikacı, rahatlıkla sokağa çıkabiliyor, salonları ve meydanları doldurarak alkış alabiliyor! Böyle başa böyle tıraş mı diyeceğiz? Şimdiye kadar dedik de ne oldu; politikacımız kendine mi gelebildi, sistemimiz mi değişti? Sokağa çıkıp yürüyemiyorsak bile, hiç olmazsa bunları ve yaptıklarını alkışlamayalım! Onları, yaptıkları ile baş başa ve kendi hallerine terk edelim! Aksi halde, hem onlara cür'et veriyor ve hem de yaptıklarına ortak oluyoruz!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.