Bu insanları biz yetiştirdik

A -
A +

Kızını dövmeyen dizini dövermiş; insanımızın kalitesizliğinden, vurdumduymazlığından, avareliğinden, kötüyü ve kötüleri örnek alıp hayatını ona göre şekillendirmesinden neden şikayet ediyoruz? Milli eğitim sistemimizde; nesillerimizi ne ile yoğurduk ki, onlardan ne bekliyoruz? En iyimiz, tarihinden, kültüründen ve köklerinden bihaber olandır! Şuurlumuz; tarihine, kültürüne ve köklerine düşman olarak yetiştiriliyor zira! İyi diye tanımladığımız boş ve avare kesimi de, esen rüzgar önüne katıp; bilinmeyen istikametlere doğru götürüyor zaten! Bu eğitim sistemiyle, bizim diyebileceğimiz insanımız var mı Allah aşkına?! Daha dün, ecdadın edebiyatından el çekmek isteyen zihniyet, meydanı boş bulunca, bugün de tarih kitaplarına el atmayı; kendilerince, orada fazla buldukları üç kuruşluk tarih şuurunu da ortadan kaldırmak istemektedirler. Dikkat ediyor musunuz; önce dili hallettiler, sonra dilin kemal ifadesi olan edebiyatı törpülediler, şimdi de; tarih şuurumuzun köküne kibrit suyu ekmek istemekteler! Demek ki; onlara göre aranılan ve yetiştirilmesini arzu ettikleri insan tipi bu! 5000 senelik bir milletin tarihini ve kültürünü yok farz ederek, 80 seneye inkılap ettirmek ve 1923 senesini milat kabul ederek; nesilleri, yalnızca bu sürece göre şekillendirmek istemek; tarihin bu en eski ve saygın milletine yapılabilecek en büyük kötülüktür. Milletler ağaca benzer. Bunların içinde; Türk milleti ise, tarihi gelişimi ve olanca hakikati ile çınarı andırır. Köklü, enli-boylu, vakur ve heybetli.. Hangi güçlü ağaç olursa olsun, kökleri kesilince; zamana dayanamaz, kuruyup ölür ve yok olur gider. Bir milletin geçmişi ile irtibatını kesmek de, tıpkı ağacın köklerine kezzap dökmek gibidir. Şekli olarak, bugünü olabilir ama; yarını, yarınları asla! Türk milli eğitim sistemine musallat olan bu kafayı biz, Tanzimat'la ve onun meyvesi olan İttihat ve Terakki ile yakından biliyor ve tanıyoruz! Hani, devirlerinin okul kitaplarına marşlar yazdırıp; yetişmekte olan yeni nesilleri ecdatlarına küfür ettiren ve bununla övünen o mahut kafa! Yurt dışında, buldozerlerle yerle bir edilen Türk eserlerine üzülüyor ve bu türlü cinayetleri işleyen canilere, haklı olarak kızıyoruz. Onları, tarih ve insanlık düşmanı olarak niteliyoruz. İyi de; biz içeride ne yapıyoruz? Bırakın eserleri; o eser sahiplerinin varlığına kasdediyoruz! Okul kitaplarından, onların dillerini ve tarihlerini kazımak, başka neyin ifadesidir? Söyler misiniz, bize kim kızsın?! Mahkemelerdeki dosyalara, artan suç oranlarına, televizyonlardaki rezalet görüntülere ve gençliğin hal-i pür melaline bakıp hayıflanıyoruz. Halbuki, bunların hiçbirisi gökten zembille gelmedi; hepsi de bu eğitim sisteminin tabii neticesi!.. İbret alacağımıza, yangına körükle gitmeyi yeğliyoruz! Bu da, o kafa işte!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.