Bu kafa değişmez!..

A -
A +

Türkiye'mizde hemen hiçbir kurum ve kuruluş, müesseseleşerek (kurumlaşarak) yerli yerine oturmamıştır. Ana etken elbette ki; her şeyi zenci saçı gibi karmaşık kılan mahut vesayet anayasasıdır. Bir de o anayasayı, o şekilde dizayn eden ve onu yerli yerinde görüp bundan razı olan mahut kafadır ki; milletçe ne çekiyorsak bu kafadan çekmekteyiz! Bu kafa, milleti kelimenin tam anlamıyla 'sürü' görür. Kendisini ise, Kafdağı'nda farz etmektedir. Böylesi bir kafanın hiçbir hayırlı işe öncü olabileceği düşünülemez. Zira, Bu halleri (kibirleri) her türlü iyiliğe engeldir. Bunların niyetleri bozuk olunca, yaptıkları işlerin akıbetleri de bozuk oluyor. Bu kafa, bir yandan milleti cahil bırakır, diğer yandan da milletin o cahilliği ile hem alay eder ve hem de ondan istifade ile, akla gelmedik hıyanetleri işler! Bunların devirlerinde; milletin hafızası bir gecede silindiğinden; okuma yazma bilmeyen halk dilekçe dahi yazamazdı. Bu cümleden olarak 'dilekçe-istida memurluğu' mesleği doğmuştu! Halk bunların yanına gider, sıkıntısını anlatır; parasını vererek ilgili kuruma dilekçe yazdırırdı. Bu kafaya göre halk, bunların istediği şekilde giyinecek, bunların istedikleri şekilde inanacak veya inanmayacak! Bu kafaya göre oturup, bu kafaya göre kalkacak! Bu kafanın özeti; halk ve halkın değerlerinin düşmanlığıdır! Bu kafa, sözde batıcı geçinir ama, batının kusmuğuna teşnedir; asla bilim ve teknolojisine değil.. Laikliği batıdan aldığını söyler ama, asla batıdaki anlamıyla yetinmez ve ona din düşmanlığı anlamı yükler. Yani; senin dinin sana, benim dinsizliğim bana dahi diyemez! İlla; sen de benim gibi dinsiz olacaksın der! Geçen gün bu kafanın gazetelerinin birinde bir haber başlığı gördüm: 'Laik ülkede mescitli okul' deniyordu. Evet; doğru yazıyordu; bu kafa budur ve ona göre okullarda, havaalanlarında, bakanlıklarda, dairelerde, belediyelerde vb. mescit yapılamazdı. Yapıldığı takdirde, laikliğe aykırı olurdu! Zira aynı kafa Milli Eğitim Bakanının açıkladığı; üniversite giriş sınavında Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden de soru sorulacağı beyanına da karşı gelmiş ve 'Bu ülkede Alevi vatandaşlar var, onlara Sünni din dersinden sual sorma da laikliğe aykırıdır' demiştir. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin anayasal bir zorunluluk olduğunu unutan bu kafa, değil İslamiyetin içindeki bir mezhebi bütün semavi dinleri kapsadığını da unutuyor! Görüldüğü gibi bu kafa, devletle bireyi karıştırmaktadır. Üstelik bu yanlışlığı bile bile, inatla sürdürmektedir. Bu kafanın biz, cemaziye-l evvel'ini de biliriz. İnönü devrinde, yine laiklik gereği; gazetelere gönderilen emirde: 'Allah'tan ve ahlaktan bahsetmek yasaktır!' deniyordu. Bu kafa değişmez sevgili okuyucularım. Dünya kurulduğu günden beri bu kafa vardır ve Kıyamet'e kadar da olmaya devam edecektir. Mesele; kimin nerede durup ve nasıl mücadele ettiğidir!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.