Bu kafayla...

A -
A +

Bu sefer Bingöl depremi ile sarsıldık! Dünyadaki SARS hastalığı salgınından korunma çarelerini ararken; her zamanki sarsaklığımız yüzünden; onlarca körpe bedeni, yine beton yığınlar arasına terk ettik! Her kademeden idarecilerimiz, her zamanki gibi; bayat, bayatlığı kadar kof ve içerikten yoksun beyanatlarla yetindiler! 'Devlet, en kısa zamanda yaraları saracaktır!' Hangi devlet; neyin yarasını saracak? Siyasetçi-bürokrat-müteahhit şeytan üçgeni ile yağmalanan devletin yaptırdığı kamu binaları, okul ve öğrenci yurt binalarının hali ortada! 6.4 gibi; dünya ölçeğinde orta ölçekli bir depremde bile, enkaz yığınına dönen; insafsızca, yavrularımızın körpe bedenlerine mezar olan bu devlet binalarını yapan-yaptıran devlet mi yara saracak?! Elbette; burada bahse konu devletten kastımız; devleti, babalarının çiftliği gören ve her fırsatta talan edip yağmalayan mahut zihniyettir! Devlete rağmen devlet olup; her devirdeki gerçek iktidar sahiplerinden bahsediyoruz. Bu kafa, devlet imkanlarıyla devleti ve milleti bitirip tüketmek için vardır! Bu kafanın ideolojisi, inancı ve uğrunda yaşadığı mukaddes bir değeri yoktur! Her devrin insanı olup, her partiye mensupturlar! Bu zihniyet, hiçbir seçimi kaybetmez; her daim iktidardadır! Devlet adamları marifetiyle devlet müteahhidi seçilir; devlet ihalelerini alır; devleti sömürerek, soyup soğana çevirerek zenginleşir ve itibar sahibi olur! Gerçekte işi; devletin altına dinamit yerleştirmektir! Bu köhnemiş-hantal yapıya dur diyebilmek; devleti yeniden yapılandırıp asli unsurlarına çekebilmek; işte, bu yağmacı ve talancı kafa yüzünden, neredeyse imkansızdır! Ellerindeki müthiş para ve siyasi güçle; yeniliğe ve değişime direnirler! Zavallı devlet de, kendi imkanları ile kendisi kuyusunu kazar; farkında olmaz! Daha ilköğretim çağındaki yavrularının bedenlerini; gerçekte ise, devlet ve millet hayatının geleceğini; içerisinden tereyağından kıl çeker gibi demirleri ayrışan, kof beton yığınlarına emanet ve ipotek eden bir devlet anlayışı; (siyasetçi-bürokrat-müteahhit) daha ne kadar sürdürülecek?! Bu kafanın hiçbir musibetten ibret almadığı; yaşanılan en acı musibetleri bile, kendisine bir çıkar ve avantaj olarak görüp değerlendirdiği hâlâ anlaşılmadı mı?! Anlaşıldıysa; neden hâlâ statükoda direniliyor! Yine; bir-iki müteahhit ve bürokrat bulunup cezalandırılacak ve bu facia da böylelikle geçiştirilmiş olacak öyle mi? Bataklık kurutulmayıp, sivrisinek avına devam mı edilecek? Hangi sistem ve rejimle idare edilirse edilsin, dünyanın her yerindeki devletlerde; en görkemli, sağlam ve büyük binalar kamu-devlet binalarıdır. Bizde ise, tam tersi; en kof ve en ufak bir yer sarsıntısında; yer ile yeksan olmaya amade binalar, devlet eliyle yaptırılanlardır! Devlet, yaraları sarmadan önce; kendisine çeki düzen vermeli ve bu ayıptan, derhal kurtulmalıdır! Yani, kendi yarasını sarmalıdır! Zira; onca senedir devlet narında yanmaktan bıktık usandık artık!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.