Bu kafayla mı biz Avrupa Birliği'ne gireceğiz? Yatıp kalkıp AB yetkililerine veya Fransa ve Almanya gibi devletlerin yöneticilerine söylenip duruyoruz. AB müktesebatında olmayan şeylerle, Türkiye'yi değerlendiriyorlar diye. Bu, madalyonun öbür tarafı; bir de bu yüzüne bakalım, acaba biz, bu halimizle; hangi demokrasimize güvenerek onların kapılarını çalıyoruz? İnsaf ile düşündüğümüzde Avrupalıların yerden göğe kadar haklı olduklarını görürüz. Yok efendim, Avrupa bizi hiçbir zaman birliğe dahil etmezmiş; devamlı suretle işi yokuşa sürüyorlar, bir türlü ilerleme katettirmiyorlar, bize imtiyazlı ortaklık diye ucube bir şeyi layık görüyorlar. AİHM ve AB karar organları, Türkiye'ye karşı devamlı çifte standartlı yaklaşıyor vb. vb... Peki, sorarım size; Avrupa'nın hangi ülkesinde yargı iki başlı? Hangi Avrupa ülkesinin demokrasisi (!) askerin vesayetinde? Hangi Avrupa ülkesinde atanmışlar, seçilmişlerin önünde? Hangi Avrupa ülkesi askerî idarelerin yaptırdığı anayasalarla idare ediliyor? İşte görüyorsunuz; demokratikleşme adına en ufak bir adım atıyorsunuz; başta CHP olmak üzere, tuzu kuru tüm cebabir takımı hop oturup hop kalkıyor. Demokratikleşmenin önünde Çin Seddi gibi duruyorlar. Uzaklara gitmeye veya karanlık dehlizlerde bir şeyler aramaya gerek yok; ülkemize gelen bir yabancı, Ankara Esenboğa Havalimanındaki VIP listesini görünce Türkiye'nin ne mene bir demokrasiye sahip olduğunu derhal anlıyor. Zira, ufak bir dikkatle; ne kadar atanmış varsa, hemen hepsinin seçilmişlerin üstünde olduğunu görürsünüz! CHP, aklı sıra iktidar partisini oyuna getirmeye kalkıştı. Anayasa'nın geçici 15. maddesini (1980 ihtilalini yapanlara yargı yolunun açılması) sözde kaldıralım çağrısı yaptılar. Kendi tabirleri ile, Dört yüz küsur eli 'kaosa kaldırmak' için!.. Bunun hesabını kim verecek; elbette iktidar partisi. Nitekim, MHP ile birlikte yapılan anayasadaki değişiklikte aynı olmadı mı? Bu yaklaşımından dolayı iktidar partisi, laikliğe karşı hareketlerin odağı gösterilirken, MHP es geçilmedi mi? Aynı delikten ikinci kez ısırılmamız isteniyor. Bu kafayla AB çok zor dedim ama, daha doğrusu imkânsız değil mi?