Bu kafayla muhalefet...

A -
A +

Halkın önüne; seçim sandığını gerçekten koyduğumuz 1950 yılından beri CHP, tek başına iktidar yüzü görememektedir. Halkın CHP'ye karşı bu öfkesi; onun 27 yıllık tek başına sürdürdüğü yönetiminden kaynaklanmaktadır. Nitekim; bu yönetimin icraatları; maddede ve manada milletimizi öylesine bitirmiş ve canından bezdirmiştir ki, aradan 'sittin sene', yani altmış sene geçmesine rağmen, millet hâlâ CHP karşıtı partileri iktidarlara taşımaktadır. Bugünkü nesiller CHP'nin zulmünü yaşamadı ama; yaşayanların nesiller boyu anlatıp, yazıp çizdikleri, yeni nesillerin de kanlarını dondurmaya yetiyor. Zaman zaman Başbakan; CHP'nin, milletin ruh köklerine nasıl kezzap döktüğünü örnekler vererek ve resmî belgeler göstererek anlatıyor. Ne kadar anlatsa, ne kadar anlatılsa, yazılıp çizilse azdır. CHP'nin halka tepeden bakan ve ona dayatan anlayışından, askerî ve sivil bürokrasi de, yeterli şekilde nasibini almış olmalı ki; oluşturulan demokratik (!) yapı ve yapılan anayasalar 'Vesayetçi' olmaktan kurtulamamıştır. Daha açık ifadesiyle; iktidara hangi parti gelirse gelsin, gerçek muktedir hep CHP olmuştur! Çünkü, bürokrasi sürekli olarak, CHP'nin borusunu öttürmüştür. Devlet çatısının dört ana direği; güvenlik, adalet, eğitim ve sağlıktır. CHP zihniyetinde devletin güvenlik teşkilatlanması; dışarıdan ziyade içerideki kendi halkına karşıdır. Bu yüzden; İnönü devrinin bir uzatmalı çavuşu kırk pare köyü titretirdi. CHP zihniyetinin adaletini, yaptırdığı anayasalardan pekâlâ anlamak mümkündür. Eğitim anlayışları ise, tek tip, ruhsuz-robot insan tipidir. Aynı zihniyetin sağlıkta; devletin kimlere nasıl hizmet ettiği ve milletin sağlık hizmetlerinden nasıl dışlandığı cümle âlemin malumudur. Millet; Başbakan Tayyip Erdoğan'ın sağlıkta yaptığı devrimler sayesinde hem hizmet gördü ve hem de insan ve vatandaş olduğunu anladı! Bakınız; aynı CHP, Hükümet Tezkeresi'ne karşı çıktı. Gerektiğinde bile, T. Silahlı Kuvvetleri sınır ötesine harekât yapmasın istiyor. Neymiş efendim; zalim de olsa; kendi halkını kesip doğrasa da; değil mi ki, laik; o halde Beşar Esed rejimine bir halel gelmesin!.. Mahut rejime halel gelirseymiş; Suriye'de de, tıpkı Mısır ve Tunus'ta olduğu gibi 'İhvan-ül Müslimin' iktidar olurmuş... Peki, bu durum, onların iç işlerine karışmak olmuyor mu?!. CHP bu kafayla giderse; 'sittin sene' iktidar olamadığı gibi, bir 'sittin sene' daha iktidar yüzü göremez... Bizden söylemesi...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.