Bu nasıl siyaset?

A -
A +

Dünkü makalemizde bir kısım medyamızın; olay ve hadiseleri veriş ve değerlendirmesindeki sorumsuzluğuna değinmiş ve bu durumun topluma nelere mal olacağına işaret etmiştik. Medya mensubu olarak, öncelikle iğneyi kendimize batırmıştık. Bugün de sıra siyasette; bir kısım mahut siyasetçide... Toplumu derinden etkileyen vahim olaylar karşısında; tıpkı bir kısım kendini bilmez kalem erbabı gibi; başta ana muhalefet partisi ve bölge insanını her fırsatta tahrik etmeyi maharet bilen BDP akıl almaz sorumsuzluklarını bir kez daha sergilediler. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu; "... Bu durum AK Parti'nin 33 kurşunudur!" derken; vaktiyle yapılan iğrençlikleri hatırlatarak, onları da iktidar partisine mal etmeye kalkıştı. Aklı sıra; kendi partisinin üzerine oturduğu; topyekûn bir milleti maddesiyle ve manasıyla, üzerinden silindir gibi geçip pestilini çıkardığı rezilane halleri unutturmuş olacak! CHP zihniyeti pek iyi bilmelidir ki; bugün olan ve yarın olacak ne denli olumsuzluk, iğrençlik ve pespaye hal varsa ve olacaksa, bunların hiçbirisi; CHP'nin bu millete karşı işlemiş olduğu cinayetlerin karşısında anılmaya bile değmez. Bugün yapılan ve yarın yapılacak tüm iğrençliklerin yekûnu; CHP'nin iktidarları boyunca sergilediği onca millet düşmanlıklarından yalnızca bir tanesinin bile eline su dökemez! Şu veya bu sebeple meydana gelen elim bir olayı, devlet adamlığı ciddiyeti ile ve serinkanlılıkla anlamak ve değerlendirmek yerine; daha olayın ne olduğunu ve nasıl olduğunu anlamadan, yangına körükle gitmek ve bundan siyasi rant beklemek; yürekleri dağlı cenaze evlerinden ve aynı şekilde yürekleri buruk bütün bir milletten, en hafif tabiriyle rüşvet istemek değil de nedir?!. Zamanın mütefekkiri 1974'teki Kıbrıs Barış Harekatı'nda CHP'yi değerlendirirken; "... Savaş kararını MSP (Erbakan ve arkadaşları) ile birlikte aldılar. Zaferi kendi lehlerine çevirmek için önce hükümeti yıktılar ve ardından erken seçime gittiler. Bu durum; annesinin namusunu kurtaran kişinin, dönüp annesinden rüşvet istemesinden başka ne mana ifade eder ki?!." demişti. Bugün de değişen bir şeyin olmadığını; kırk yıllık Yani'nin, Kani olamayacağını görmekteyiz. Kaostan ve kandan medet uman ve bölgede cereyan eden her olumsuzluğu tahrik ve istismar eden ve kurulduğu günden beri ateşle oynayan BDP'yi, başka bir günün makale konusu olarak ayırıyor ve şimdilik erteliyorum...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.