Bütün mesele: 'Suyumu bulandırıyorsun!'

A -
A +
Kurt, kuzuyu yemeyi kafaya koymuş; 'suyumu bulandırıyorsun!' demiş. 'Nasıl bulandırabilirim ki; ben aşağı tarafta su içiyorum; yukarıda içen sensin' demeğe kalmamış, kendini kurdun sivri dişleri arasında bulmuş...
1960 ihtilalini yapan aşağılıklar da; bu cinayetlerini, seçimlere bir yıl kala işlemişlerdi. Bir yıl daha sabredip sandığı bekleyemezler miydi? Elbette bekleyemezlerdi; zira, sandıktan ümitleri yoktu; o halde sandık ne işlerine yarayacaktı ki?!
Şimdi de öyle değil mi? Türkiye, kelimenin tam anlamıyla seçim sath-ı mailine girdi; önümüzdeki sene yerel seçimler, akabinde Cumhurbaşkanlığı seçimi ve onun ardından da genel seçimler yapılacak. Maksat demokrasi; yani halkın diyeceği ise, bu seçimleri beklemekten başkaca çare yoktur.
Ama, başını CHP'nin çektiği mahut zihniyetin sandıktan çıkma şansları olmadığı için, bu denli anti demokratik yollara başvuruyorlar. Daha önceleri tutundukları en kalın dal, askeriye idi. Askeriyeyi kullanarak iğrenç emellerine nail oluyorlardı. 
Kullanılma konusunda; askeriyenin sicili hiç de iyi değil; üstelik ta Osmanlı'dan beri kullanılıyorlar. Onlar da; kullanıla kullanıla kullanılmamasını öğrenmiş olacaklar ki; ne işiniz varsa görün diyerek kışlalarına çekilip seyrediyorlar!
Askeriyeden ümidini kesen bu nadanlar; bu sefer kurtuluşu, dışarıda aramaya başladılar! Dışarısı, zaten Türkiye'nin her türlü hamlesini kesmeye amade; bu yüzden el ele vermeleri zor olmadı. Dışarısı da kesenin ağzını açarak ve her türlü lojistik desteği sağlayarak; Türk Hükümeti'ne yüklenmeye başladı.
İçeridekilerin öylesine gözleri dönmüş ki; Başbakanın dediği gibi; 'bizim gitmemizle ülke işgal edilse; bunlar düğün bayram yapar!' Çok doğru; çünkü, düşmanla bu zihniyetin idealleri birdir!
Akılları sıra; bütün dertleri, çoğunluğun dayatması olamayacağı yönünde.. Eyvallah; buna hayır diyen mi var? Ama yapılanlara ve takip ettikleri metotlara bakınca; azınlığın tahakkümünü istedikleri görülüyor. Bu mudur demokrasi? Neymiş efendim; azınlığız ama, güçlüyüz ve o yüzden de istediğimiz gibi davranırız! Yani, her türlü kanunsuzluğu yaparız! Dahası; yakarız yıkarız!
Dağ başı mı burası? Hukuk devletinde; herkes kurallara uymakla mükelleftir. Demokrasilerde iktidara gelişin ve gidişin yolu sandıktır. Sandıktan başkaca hevesler kursaklarda kalmaya mahkûmdur!
Bundan önceki; 'suyumu bulandırıyorsun!' diyenlerin hallerine bakıp da ibret almayanlar, aynı akıbetlere uğramakla mükelleftirler!
Zira, kanun önünde herkes eşittir! Asker de, sivil de, sanatçı da, yazar ve çizer de!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.