ABD'nin yeni yönetimi şaibeli bir seçim sonucu iş başına geldi. Hatırlayacaksınız; günler, haftalar geçmesine rağmen, seçim sonuçları bir türlü açıklanamıyordu! Peş peşe itirazlar yapılıyor; soluk mahkemelerde alınıyordu. İşin nihayetinde; mahkeme kararıyla, yalnızca 537 oy farkla Bush'un seçimleri kazandığı ilân edildi! Teknolojinin zirvede olduğu ve seçimlerin elektronik ortamda yapıldığı ABD gibi dünyanın yegane süper devletine, böylesine bir ilkelliği kimse yakıştıramadı ve hemen herkesin ortak kanaati; işin içinde bir bit yeniği olduğu idi! Adeta; ABD'de gizli bir el, şahinleri 'zorla' iktidara taşıdı! Şahinlerin şahince politikalarını kuvveden fiile çıkaracak ve bu, yegane süper güce Yeni Dünya Düzeni'ni kurduracak fırsat gecikmedi! 11 Eylül baskını, Bush ve yandaşlarına gerekli imkan ve ortamı hazırlamıştı! Artık, ipin ucu Bush'un elindeydi ve istediği gibi çekip bükebilecekti. Bush ve yandaşları bu arzularını gerçekleştirmede gecikmedi ve ilk adım olarak Afganistan'a harekat düzenledi. Afganistan'daki Taliban rejimini yıktı ve başta Afganistan olmak üzere; çevre ülkelerde askeri üslerini kurarak, bölgeyi kontrolü altına aldı! Sıra Orta-Doğu'daydı. Oradaki bahanesi de Saddam ve onun mahut silahlarıydı! Elini kolunu sallayarak girdiği Irak'ı yağmalattı. İddia ettiği; insanlık için 'tehlikeli' silahları bulamadı ama; gerçek hedefi olan petrol kuyularına el koydu. Irak'ın beş ayrı bölgesinde askeri üsler kurarak; kendisi için önemli olan petrolün 'güvenliğini' sağlamış oldu! Bundan sonraki hedefi İran ve Suriye idi. Irak, İran ve Suriye'nin öncelikli hedef olmalarının gerçek sebebi İsrail'in güvenliğidir. Petrol ise, İsrail'in güvenliğini temin karşısında ABD'ye verilecek haraçtı! Çerçeve sütunumuzu takip eden okuyucularımız hatırlayacaklardır; önceki bir yazımızda, ABD'nin İsrail'leştiğine vurgu yapmış ve bu tehlikeli gidişin tüm bölgeyi ve hatta dünyayı tehdit edeceğini ifade etmiştik! Keşke yanılsaydık ama; yanılmamışız! ABD, Irak'ta ikinci İsrail'i kurmak amacıyla Kürtlerle ittifak halindedir. Dünyanın en kanlı terör örgütü olan PKK-Kadek'in lider kadroları ile görüşmeler yaparak, bunları Türkiye ve İran'a yönlendirip, kirli emellerine hizmet ettirmektedir. Nitekim; son günlerde İran ve Türkiye topraklarında meydana gelen ve her geçen gün de şiddetini artıran PKK-Kadek'in terör eylemleri, tesadüfi olmayıp; hesaplı-kitaplı ve ABD himayeli bir planın ürünüdür! ABD Başkanı Bush, dünya kamuoyunu iknaya çalışırken; yapacakları bütün askeri harekatların hedefinde terörün kökünün kazınacağı tezini işliyordu. Oysa, görünen o ki; ABD, bölgemizde tıpkı İsrail gibi terörist bir devlet (Kürdistan) kurmak peşindedir! Dünyaya nizamat vermek iddiasındaki bir süper güce; İsrail modeliyle hareket etmek yakışıyor mu? Bu durum; kendisine, başta bütün müttefiklerini kaybettirecek ve dünyada yalnızlığa itmeyecek mi? Bush, Hitler olmaya özendiyse; biraz tarih okusun!