CHP anlayışı

Hemen herkeste bir merak var; CHP'de genel başkan değişince, partide köklü bir değişiklik, daha açık ifadesiyle; şimdiye kadar devlet yanlısı olan politikalar, bundan böyle ferde yani vatandaşa endeksli, kişi yanlısı olabilir mi? Önce CHP'nin, neden devlet odaklı politikaları esas aldığına bir bakalım... CHP, bilindiği üzere İttihat ve Terakki geleneğinden geliyor. Bu gelenekte, kendinden olmayanları ötekileştirme asıldır. CHP'de bu tutumu çok daha kuvvetlendiren, ötekileştirmenin yanında dışlayıcı bir anlayış vardır ki, bu da devleti kuran parti olma iddialarının temelini teşkil eder. Kurucu fikri, beraberinde sahipliği de getiriyor ve kendi dışındakilere neredeyse misafir gözüyle bakıyor! Bu anlayıştır ki, CHP'yi, kurulduğu günden beri devletin partisi konumunda tutmuş; uzun yıllar devletin valileri ile illerin belediye başkanları CHP'nin il başkanları olmuştur. Bunda bir beis görmedikleri gibi, bu durumu şeref addetmişlerdir. Yine bundan dolayıdır ki, seneler senesi kendi dışlarında hiçbir oluşa ve oluşuma imkân ve fırsat vermemişlerdir. Çok partili hayata geçişimizi, bazıları İsmet İnönü'ye bağlar. Bu, son derece yanlış bir değerlendirmedir. Türkiye'nin çok partili hayata geçişinin kararı ABD'nin San Fransisko eyaletinde verilmiş ve İnönü'ye bu durum dayatılmıştır. İsmet İnönü uluslararası baskılara dayanamamış ve aklınca bulduğu hinlikle, her şeye rağmen kendi iktidarını yürütmek istemiştir. 1946 seçimlerinde, CHP'nin dışından DP'yi seçimlere iştirak ettirmiş; ancak, bulduğu; 'açık oy, gizli tasnif' hinliği ile seçim sonuçlarını CHP'nin lehine resmileştirmiştir. Şeytanın aklına gelmeyecek bu garabeti dünya anladığında iş işten geçmiş ve CHP, kendisini seçimlerin galibi olarak ilan etmişti. İlk defa namuslu seçimler 1950'de yapılır ve CHP'nin 69 sandalyesine karşılık DP 411 sandalye ile İnönü ve partisini iktidardan uzaklaştırır. Milletin kahir ekseriyetinin bu denli CHP nefreti, CHP'lilerin kendisini adam yerine koymayışındandır. Millet, CHP'nin tek parti yönetiminden öylesine bizardı ki, değil Menderes'in DP'si, Lenin'in Komünist Partisi gelseydi onu iktidara taşırdı!..