CHP'nin hizipler ve kurultay partisi olduğu cümle âlemin malûmudur. Muhalefete düştüğü 1950 senesinden beri bu durumu hiçbir zaman içine sindirememiş; bu yüzden olsa gerek sürekli kavga yapmayı politika haline getirmiştir. Öyle ki; kavga edecek rakip, ortam ve konu bulamayınca; bunu kendi içinde sürdürmeyi marifet bilmiştir. Sistemin kurucu partisi olmakla övünen CHP, altmışlı senelerden sonra "ortanın solu"nu ve nihayet "sosyal demokrat"lığı benimsemiş gözükmesine rağmen nedense ismindeki kelimelerden "halk"ı bir türlü kucaklayamamış ve halkın partisi olamamıştır. "Cumhuriyet'i" benimseyip halkı benimsememek olabilir mi? Cumhur halk demek; Cumhuriyet de halkın benimsediği, istediği, şekillendirdiği sistem demek. Böyle olduğu halde; halkına tepeden bakmak, halka rağmen politika üretmek ve herşeyden önemlisi halkın değer yargılarına sırtını dönerek ona ters düşmek ne mene halkçılıksa, CHP, işte bu anlayışı ve politikayı tatbik mevkiine koyduğundan bir türlü benimsenememiş ve devamlı surette muhalefette tutulmuştur. Halbuki bir toplumda; demokratik bir toplumda siyasi partilerin mevcudiyeti, o toplumun arzu ve beklentilerinin karşılanabilmesi ve problemlerinin izolesi içindir. Muhalefet politika üretemiyor!.. CHP'ye ve ürettiği daha doğru ifadesiyle üretemediği politikalarına bakılınca, halkın problemlerini çözmek şöyle dursun adeta onları kaşımanın ve yarayı daha büyütmenin derdinde olduğu görülüyor. Böylece; aklı sıra iktidar partisini, bu denli problemlerle yıpratacak ve onu alaşağı edebilecektir. Tabiatıyla bunu da "manivela" gücüyle yapacağına inanmaktadır. Zira, kendisi, halkın derdiyle dertlenmediğinden ve o dertleri çözecek politikalar üretemediğinden, mütemadiyen başkalarından destek ve yardım ister! Bu tür yardım ve desteklerle mevcut iktidarı alaşağı ettirebildiyse de, muvazaalı iktidarları, halk desteğinden yoksun olduğundan kısa ömürlü olmuştur. Dolayısıyla CHP, bir an evvel eski alışkanlıklarından kurtulup; halka rağmen iktidar olunamayacağını anlamalıdır! Daha açık ifadesiyle, iktidar olabilmenin yolu millete hizmet ve milletin problemlerinin çözümüne yönelik projeler olduğunu bilmelidir! Bakınız; 3 Kasım 2002 Seçimlerinden sonra Meclisimiz iki partiyle şekillendi. AK Parti tek başına iktidar oldu. İktidar partisinin, yapabildiği ve yapamadığı icraatlarına şahit oluyoruz. Yeri gelince takdir ediyor veya; uygun görmediğimiz takdirde eleştiriyoruz. Her şeye hayır demek!.. Genel seçimlerden bir buçuk sene sonra da; iktidar ve muhalefet partileri mahalli seçim sınavından geçtiler. İktidar partisi oylarını artırırken, muhalefetteki CHP oy kaybına uğradı. Bu devirde muhalefetlik, her şeye hayır demekle olmuyor. Millet, "neden hayır; o halde doğrusu nedir" diye merak ediyor. Siz, CHP'nin hayır dediği konularda "doğrusu budur iktidar, millet lehine böyle yapmalıdır" dediğini duydunuz mu? Mesela; başörtüsü bu ülkede bir problemdir. Özellikle üniversitelerde bir problemdir. Bu konudaki CHP'nin çözümü nedir; bilen var mı? Bırakın İmam-Hatiplileri; bu ülkede diğer meslek liselilerin üniversitelere girişte büyük bir engelleri ve problemleri var. Bunlar için CHP ne önerdi? Hiç! Dokuz yüz bin meslek liseli arasında yüzde iki nispetinde yer alan İmam-Hatiplileri diline doluyor ve olmaz da olmaz diyor! Neticede millet de CHP'yi oldurmuyor! Görüldüğü üzere CHP'de yeniden kazan kaldırıldı. Dileriz CHP de millete yönelik yönetime ve milletin çözüm bekleyen problemlerine proje üreten kadrolara bir an evvel kavuşur ve iktidar için aranılan alternatif olur...