CHP, yalnızca Türk siyaseti için değil dünya siyaset tarihi için derin bir laboratuvardır. Kendisine "Milli Şef" sıfatını takan müteveffa İsmet İnönü'ye, "...Çok partili siyasi hayata geçeceksin!" dış telkini yapılınca, 1946 seçimlerini bu şekilde yapmak zorunda kaldı. Tabiatıyla bu ilk demokrasi denemesi, mevcut CHP yönetiminin "şark kurnazlığı" paralelinde gerçekleştirildi. Şöyle ki; çıkarılan yasa gereği seçimler, "açık oy, gizli tasnif!" yöntemiyle yapılacaktı. Seçim sandıklarının çoğu insafsız CHP'li ağaların bacaklarının arasında iken, vatandaş onlara hangi partiye oy verdiğini göstererek oyunu kullanabilecek. Seçim sandıklarındaki oyların sayımı ise yine CHP'li memurlar marifetiyle yapılıp zapta geçirilecekti! Evet; CHP'ye kalsa, seçim bu şekilde yaptırılır! Buna da hukuk dediler. İşte CHP'nin hukuk anlayışı budur. Böyle bir seçimde bile kaybeden CHP, sandıkları, yakarak, kaçırarak, denize atarak ve tutanakları istedikleri şekilde düzenlemek suretiyle kendilerini galip ilan ettiler. Bu şekilde, düzmece bir seçim sonucunda kazandık dediler ve bir dört sene daha milletin ensesinde boza pişirmeye devam ettiler. 1950'ye gelindiğinde ise, o yüz karası kanunu, yine dışarısının telkini ile değiştirmek zorunda kaldılar. Artık oylar gizli verilecek ve tasnif açık yapılacaktı. Seçim sonuçları CHP için tam bir yıkım olmuştu. 450 kişilik parlamentoda ancak 39 kişi çıkarabilmişti. 411 milletvekilini Demokrat Parti çıkarmıştı. Millet, kendisini adam yerine koymayanlara âdeta bir şamar indirmişti! CHP, o zamana kadar, tek partili sistemle seçimleri (!) kazanmaya alışmıştı. Ama, bundan böyle çok parti ile seçimlere girilecekti. Bunun için de millete gidip oy istenecekti. Millete hizmet yapılacaktı. Millet, yapılan hizmetlere göre partileri değerlendirecekti. CHP; millete tepeden bakmaya, ona dayatmaya alışmıştı. Bir türlü milletle barışamadı ve ona kendisini iktidara taşıttıramadı. Bu yüzden olacak ki, iktidarı sandıkta (millette) değil başka yerlerde aradı. CHP'nin bu huyu hiç değişmedi. Bakınız; milletin iktidarını devirmek ve kendisini orada söz sahibi kılmak için hâlâ değişik kombinezonların peşinde!..