Çok partili hayata geçtiğimiz günden beri CHP, bir kere olsun halkın oyları ile iktidar olamamıştır. Ama buna rağmen, iktidara hangi siyasi parti gelirse gelsin, CHP zihniyeti devamlı iktidarda kalmıştır. Yani, iktidara gelen partiler bir türlü muktedir olamamışlardır. Bu durumun iki ana sebebi vardır. Birincisi, halkın oyları ile, ebediyen iktidara gelemeyeceğini anlayan CHP, yaptırmış olduğu 1960 ihtilali ve onun paralelindeki yeni anayasa ile, gelecek iktidarların muktedir olma güçlerini ellerinden alarak başka başka kurum ve kuruluşlara verdirerek, iktidarın gücünü kuşa çevirmiş olmasıdır. Bu hususta öylesine ileriye gidilmiştir ki, Meclis'in Yasama (kanun yapma) ve hükümetin Yürütme (icra) yetkileri bile ellerinden alındı. Şeklen var gibi gözükse de, belirli kurum ve kuruluşlar marifetiyle onların iktidarlarına set çekilmiştir. Öyle ki, 550 kişilik parlamentonun "evet" dediğine 11 kişilik Anayasa Mahkemesi üyelerinden 6 kişinin "hayır" demesi, parlamentonun gücünü sıfıra indirmektedir! Parlamentoda dikkat ediyorum, CHP, çıkarılmakta olan kanunların yüzde 99'una muhalefet ediyor. Her ne yapılmak isteniyorsa, CHP'ye göre rejimin temelinden bir şeyler sökülüp götürülüyor ve bu CHP'ye göre, parlamento böyle yapmakla "haddini aşmakta!"dır. Ve, yine bu CHP'ye göre yeni, çağdaş modern, demokratik; insan hak ve hürriyetlerine dayalı bir anayasa yapmak için, "... ihtilal yapmak.. rejimi yıkıp yerine yenisini kurmak ve onun için de ölümü göze almak.. şartmış!.." Belli ki; hâlâ İttihat-Terakki'nin "komitacılık" zihneyeti ayniyle sürmektedir!.. İkinci sebep ise, bizzat Süleyman Demirel ve onun hem uzun iktidar yılları ve bir dönemki cumhurbaşkanlığı yönetimidir! Süleyman Demirel, "ürkek" (korkak demeye dilim varmıyor!) kişiliği ile statükonun şaheser numunesidir. En ufak bir arayışın içine girmemiş ve "yeni" ile asla tanışmamıştır. Ürkek kişiliği ona, hiçbir zaman risk aldırmamış ve her "höt" denilmesinde şapkasını kaptığı gibi kaçmıştır. Böyle bir idareci elindeki toplum nereden nereye gidebilir ki? Nitekim, merhum Özal gibi bir deha gelmeseydi, bizler Türk toplumu olarak hâlâ Enver Hoca'nın Arnavutluk'u misali sapanla avlanmaya devam edecektik! Bir yanda CHP'nin bu zihniyeti, diğer yanda Süleyman Demirel'in bu denli ürkekliği ve statükoculuğu!..