Ankara'da kapalı kapılar ardında senaryo üzerine senaryolar yazılıyor! Onca değişik senaryonun temel hedefi; sandıkta boğulacağını bilen siyasi partilerin ve bir daha milletvekilliği yüzü görmeyecek olanların seçimden yani, milletten kaçmak istemeleridir! Minareyi çalan kılıfını hazırlar kabilinden, kendilerince gerekçeleri de var: Birinci ve en önemlisi; bu kadar parçalı bir siyasetle gidilecek seçimlerden istikrar çıkmayacağı ve diğer bir husus ise, bütün toplum kesimlerinin istediği şekliyle; Siyasi Partiler ve Seçim Kanunlarında gerekli değişiklikleri yapıp öylece seçimlere gitmek!.. İlk bakışta masum ve yapılması kaçınılmaz talepler gibi geliyor değil mi?! Siyasetçi, kendince her zaman ve zemine göre elinde koz bulundurur! İyi de, bu kozu kime karşı kullanmayı düşünüyorlar? Birbirlerine olunca su kaldırır da; millete karşı kullanılmak istenince iş değişir. O vakit millet; şimdiye kadar nerede idiniz diye sormaz mı? Yumurta kapıya gelince mi aklınız başına geldi? Tek kelime ile milletle alay etmek manasına gelen bu senaryoda baş aktör olarak DYP ve onun genel başkanı Tansu Çiller kullanılmak isteniyor! Tansu Çiller'e verilmek istenen 3-5 aylık bir başbakanlıkla onu kendi saflarına çekmek istiyorlar! Nedense, Tansu Çiller de bu kapıyı bir türlü kapatmak istemiyor ve; ABD'in Irak'a müdahalesi esnasında başbakan olmak isterim gibi garip yaklaşımlar sergiliyor! Halbuki Tansu Çiller'in eline ilk defa tarihi bir fırsat geçti; merkez sağın bilye dağıttığı böyle bir ortamda ANAP'ın silineceği ve kendi tabiriyle, ana gövde konumunda olan DYP'nin etrafında birleşip bütünleşebilecek bu fırsatı, 3-5 aylık bir başbakanlık uğruna elinin tersiyle itmesine kimse bir mana veremiyor! ANAP'ı kurtarmak ve merkez sağın bu denli darmadağınıklığını sürdürmek Tansu Çiller'in görevi olmasa gerektir! Tıpkı, sayın Süleyman Demirel'in kendisine söylediği ve işaret ettiği gibi; tepedeki sun'i kopmalar ve birleşmeler bu işi arzu edilen sonuca ulaştıramaz. Bu işin, yani merkez sağdaki ve soldaki dağınıklığın ilacı milletin elindedir. En geç 3 seçim sonra millet, bu birleşmeyi sandıkta sağlar! Sabırlı olmak lazım!.. Seçimler istikrar arayışının ta kendisidir. Birtakım sun'i oluşumlarla bu istikrar arayışları zedelenmemeli; sandık bir an evvel milletin önüne konulmalıdır! Bu seçimlerde olmasa bile, bir dahaki seçimlerde aranılan istikrar bulunabilecektir. Bu günkü siyasi tabloya bakıldığında da, bir dahaki seçimlerin de pek uzakta olmadığı gözükmektedir! Yeter ki siyasi partiler dik durabilsinler ve millete verdikleri sözleri yerine getirebilsinler! DYP ve Tansu Çiller, bu denli bir iktidar yıpranışını, tükenişini ve milletin gözünden düşüşünü bir daha ne zaman bulabilecektir? Milletin ittiğini, neden tutup kaldırmak istiyor? Bu hal, kendi bindiği dalı kesmek anlamına gelmez mi? Kendisine ve partisine oynanmak istenen bu oyunu neden göremiyor? Bizden uyarması!..