Çok yönlü dış politika

A -
A +

Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin'in beklenen ziyareti gecikmeli de olsa gerçekleşti. Başbakan Tayyip Erdoğan'la İstanbul'da buluşan Putin, Türkiye tarihinin en büyük projesini sahiplenerek ve imzalayarak ülkesine döndü. Ne yazık ki; ne Çarlık ve ne de Komünizm dönemlerinde, kuzey komşumuzla yakınlaşamadık. Ama, âdeta asırların ihmalini telafi edercesine yeni bir döneme girildi. Yeni dönemin mimarları; Türkiye'de Recep Tayyip Erdoğan, Rusya'da ise Vladimir Putin'dir. Bilindiği üzere iki ülke arasında vizeler, geçen yıl karşılıklı olarak kaldırıldı. Ve dünyadaki ekonomik durgunluğa rağmen, iki ülke arasındaki ticaret hacmi yüzde 26 arttı. AK Parti iktidara gelmeden önce iki ülke arasındaki ticaret hacmi 5 milyar dolar iken, bugün itibariyle bu rakam, yedi kat artarak 35 milyar dolara ulaştı. Türkiye'mize Almanya'dan sonra en çok turist gönderen ülke de; üç buçuk milyon kişi ile Rusya Federasyonu'dur. Ticaret hacminin hedefi ise; en kısa sürede yüz milyar dolardır. Bütün bu güzel gelişmeler meyvesini verdi ve; Türkiye, tarihinin en büyük ekonomik projesini, 20 milyar dolarlık Akkuyu Nükleer Enerji Santralini, yapım ve finansmanıyla Rusya üstlendi. 100'ün üzerinde Türk uzman, Rusya'da nükleer eğitim kursuna tabi tutuluyor. Düne kadar Türkiye'mizin böyle bir lüksü yoktu. Türkiye'miz güçlendi ve bu denli adımları emin bir şekilde atmaya başladı. Dün, böyle bir adım atmaya cesaret etseniz bile, dünyadan partner bulamazdınız. Zayıf ve güçsüz Türkiye, dün; tek yönlü bir dış politika izlemek zorundaydı. Üstelik; çoğu kez, politikayı belirleyen değil, dış politikası belirlenen ülke olurdu. Başbakan Tayyip Erdoğan, Davos'ta İsrail Devlet Başkanı'na 'one minute' çıkışını yapınca, mahut monşerlerimiz (eskisi ve yenisiyle) hop oturup hop kalkmıştı. Onlar Türkiye'yi hâlâ eski Türkiye zannediyorlardı. Hangi zılgıtları yiyeceğimizi ve ne denli dışlanacağımızı düşünüp hayıflanıyorlardı. Bir noktaya kadar onlar da haklıydı; zira o günlere kadar hep öyle gelmiş, öyle gitmekteydi! On senelik AK Parti iktidarı, Türkiye'yi o günlerden alıp bu günlere getirdi. Putin, böylesine güçlü komşu bir ülkeye geldi ve iki ülke arasındaki ekonomik konuları çatır çatır pazarlık ederek; komşuluk gururunu taşıyarak ülkesine döndü. Putin gelmeden önce; Türkiye'de, mahut çevreler tarafından; Patriotlar için geleceği yazılıp çizildi ve söylendi. Bu durum kendisine sorulduğunda, ciddiye almayarak; 'o eski teknoloji' demekle yetindi! Böylece, şom ağızlar bir kere daha sukut-u hayale uğramakla kaldı...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.