Cömerdin ikramı şifadır

A -
A +

Pazar yazısı Başlıktaki ifade hadis-i şeriftir; yani Peygamber sözüdür. Cömertlik çok önemli bir haslettir. İyilerin özelliğidir. Cömertliğin sırrı, karşılıksız vermektir ve bu denli verişten haz duymak, memnun olmaktır. Bu hal ise, Yaradan'ımızın, Allahü tealanın sıfatıdır. O'nun sıfatıyla hallenmekten daha yüksek ve daha güzel ne olabilir? Can gargaraya gelmeden Bursalı İsmail Hakkı hazretlerinin tasavvufi tefsirinde; ölüm halindeki insan anlatılırken buyuruluyor ki: "... Herkese, can (ruh) gargaraya gelmeden önce, iki cihanın serveri Sevgili Peygamberimizin mübarek yüzü gösterilir. Kişiden, bu zatı tanıyıp tanımadığı sorulur. Kişi, iman ehli ise, gördüğü o güzeller güzeli yüze meftun olur ve (nasıl tanımam, bu benim varlık sebebim, Sevgili Peygamberim) der ve; ayın on dördü gibi parlayan o mübarek yüze iştiyakla bakarken, ruhu, tereyağından kıl çeker gibi çıkar. Acıların en şiddetlisi olan ölüm acısını hiç hissetmez. Tıpkı narkoz yemiş gibi, farkında bile olmaz. Kişi, velev ki, asilerden dahi olsa; amma hayatında iken cömert ise, vermekten haz duyup, vermek için yarışmışsa... Darda kalanın, fakir fukaranın, yetimin, çaresizin peşinden koşup onlara çare olmuşsa... Bütün bunları, insanlardan gizli, sırf Allah rızası için yani ihlasla yapmışsa... Bu asi kul dahi, sırf bu halinin hürmetine (ne kadar günahkâr olsa da!..) o mübarek çehreyi tanıyacak ve ona ümmet olarak kavuşabilmek için can atacaktır. Bu dahi, aynı ölüm haliyle vefat edip ebedi saadete gark olacaktır..." "İman var, ne yok ki!.." Bu mevzuda, Sevgili Peygamberimizin çok nazik bir uyarısı var; buyuruyor ki: "Sizler, cömertlerin kusurlarına bakmayın; onlar düşerlerken Cenab-ı Hak ellerinden tutar!.." Allahü teala, Sure-i İbrahim'in 7. ayetinde; "... Size verdiğim nimetlerin kadrini bilir, şükrederseniz (yani, onları verdiğim emirler doğrultusunda kullanırsanız) onları elbette artırırım. Nankörlük eder, küfran-ı nimet içinde olursanız, elinizden alır ve şiddetli azap ederim!" buyuruyor. İnsana verilen en kıymetli nimet, imandır. Bundan dolayı, bütün İslam büyükleri, "iman var, ne yok ki, iman yok, ne var ki" buyurmuşlardır. İnsana verilmiş olan bu en büyük, iman nimetinin şükrünün ne olduğunu ve nasıl yapılabileceğini yine Cenab-ı Hak bildiriyor. (Kad Semi'a) suresinin son ayetinde; "... birbirinizi sevin!" buyuruyor. İşte bu sevgi, yani inananların birbirlerini sevmesi, bu iman nimetini devam ettirir. Güler yüz ve tatlı dil... Nitekim, hadis-i şerifte de Sevgili Peygamberimiz; "İman etmedikçe Cennet'e giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız!" buyurmaktadır. Bu durumun tersi, yani birbirini sevmemek ve birbirlerine buğz etmek, birbirlerini çekememek ve çekiştirmek ise, Allah saklasın son nefeste imansız gitmeye sebeptir. Cenab-ı Hak, ayrıca; kullarına verdiği nimetlerin izharını (açığa çıkmasını, yansımasını) ister. İman nimetinin izharı nedir biliyor musunuz? Güler yüz ve tatlı dildir...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.