Cuma sohbeti

A -
A +

Cenab-ı Hakk. Âl-i İmran suresinin 185. ayet-i kerimesinde mealen; '... Bu dünya hayatı aldatma metaından başka bir şey değildir' buyuruyor. Demek ki insan, tuzaklarla örülü, geçici bir dünya hayatını yaşamaya memurdur. Herkes, dünyanın bu geçici zevk ve elemlerini tadacaktır. 50, 60, bilemediniz 100 sene yaşayan insanlara, yaşadıkları dünya hayatını sorunuz; alacağınız cevap; hiçtir. Hayatıyla ölümden kaçan insan, her an ölüme yaklaşmaktadır. O ölüm ki, Peygamberler Peygamberinin tespit ve işaretleriyle; 'Lezzetleri kesecek (bitirecek) ölümü çok hatırlayınız!' Ömer bin Abdülaziz, ölümü hatırlamanın faydasını şu manidar sözle ifade eder: Eğer, sıkıntıda iseniz; ölümü hatırlamakla sıkıntınız hafifler. Çünkü, onun geçici olduğunu bilir ve ferahlarsınız.. Şayet, nimet içindeyseniz; bu takdirde de böbürlenip kibirlenmezsiniz. Üç günlük dünyaya bel bağlayanlar, her şeyi bu dünyadan ibaret bilenler, bu dünyanın zevk ve eğlencelerine dalıp Allah'ı ve ahireti unutanlar, ne bedbahttırlar! Bu zavallılar, ölümle her şeyin biteceğini zannederler. Halbuki, Âlemlerin Rabbi olan Allah, insana gerekli ikazı yapıyor: ' Habibim!) De ki: Sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, muhakkak sizi bulacaktır. Sonra da, görüleni ve görülmeyeni bilen Allahü tealaya döndürüleceksiniz de; O size bütün yaptıklarınızı haber verecektir.' (Cum'a suresi, 8. ayet meali) İslâm âlimleri, olması muhakkak olan şeyi olmuş bilmek lazımdır buyuruyor. Muhakkak öleceğini bilen insan, nasıl oluyor da hiç ölmeyecekmiş gibi, dünyanın geçici zevklerine dalabiliyor? Ölüm ve ölüm ötesi ebedi hayatı aklına bile getirmiyor? Gafletin böylesi, mahlukat içinde yalnızca insanoğlunda mevcuttur. O insan ki, bunca mahlukat içinde, en acizi ve en muhtaç olanıdır. İnsanın en büyük üstünlüğü, düşünebilme kabiliyetidir. Düşünmeyi düşünsün bakalım insan; bu düşünmede kendisinin ne dahli var? Düşünebilmek ve akli melekelere sahip olabilmek, bizatihi insanın elinde olsaydı, akılları örtülü, salim düşünemeyen delilere merhem olurlardı! Düşünebilip de, düşündüren kudreti düşünemeyen insana yazıklar olsun! Her şeyi bir kenara bırakın; insan, yalnızca düşünebilmek nimetinin şükrünü eda edebilmekten bile acizdir. Ölümle ma'lül; bu insan neyine güveniyor? İmam-ı Rabbani Hazretleri, Mektubat'ının 1. cildinin 98. mektubunun sonunda, şu mühim nasihatı yapıyor: 'Dünya hayatı çok kısadır. Ahiretin azapları pek acı ve sonsuzdur. İleriyi gören akıl sahiplerinin hazırlıklı olması lazımdır. Dünyanın güzelliğine ve tadına aldanmamalıdır. İnsanın şerefi ve kıymeti dünyalıkla ölçülse idi, dünyalığı çok olan kafirlerin herkesten daha kıymetli ve üstün olmaları lazım gelirdi. Dünyanın görünüşüne aldanmak akılsızlıktır, ahmaklıktır. Birkaç günlük zamanı, büyük nimet bilerek, Allahü tealanın beğendiği şeyleri yapmaya çalışmalıdır. Allahü tealanın kullarına ihsan, iyilik etmelidir. Kıyamette azaplardan kurtulmak için iki büyük temel vardır. Birisi Allahü tealanın emirlerine kıymet vermek, saygı göstermektir. İkincisi, Allahü tealanın kullarına, yarattıklarına şefkat göstermek, iyilik etmektir...' Cenab-ı Hakk, cümlemize ölümün hakikatini tattırsın! Ölmeden evvel öldürsün!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.